Cengiz Özdemir yazdı: Fatih Karadeniz Sarnıcı günyüzüne çıkarılmalıdır

Bundan beş yıl kadar önce o dönem Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde çalışan Sayın Olcay Aydemir’in davetiyle Fatih Camii’ni gezdik. O zamanlar cami esaslı bir restorasyondan geçiyordu. Caminin içinde ve etrafında epey gezdik. Cami faslı bittikten sonra Olcay Hanım beni avluda duvar dibine yakın bir menfez ağzına getirdi. Bir işçi ile birlikte üç kişi kuyuya dayanmış bir merdivenle 3 metre kadar aşağıya indik. İndiğimiz yerde ayağımızı bastığımız nokta tavana kadar yükselmiş olan bir toprak birikintisiydi. Bu birikinti ile tavan arasında yaklaşık bir adam boyu mesafe kalmıştı. Evet, burası İstanbul’un gizli kalmış hazinelerinden Karadeniz Sarnıcı ismi verilen bir Bizans sarnıcıydı ve cami avlusunun hemen altındaydı. 

İlk şaşkınlığım geçtikten sonra etrafa bakındım. Olcay Hanım da burası ile ilgili bilgileri paylaşmaya başladı. Burası 6. yüzyıla tarihlenen bir Bizans sarnıcıydı. Büyük olasılık burada inşa edilen Havariyun (Kutsal Havariler-Aya Apostoli) Kilisesi ile bir bağlantısı vardı. Bu bağlantının mahiyeti belirsiz. Belki kilisenin altyapısı ya da belki ayazmasının bir parçasıydı, bilemiyorum. Oldukça büyük bir sarnıç ve tavana kadar yükselmiş bir su seviyesi vardı. İhtimal, altı metre kadar yükselmiş bir su ve çamur birikintisinden söz ediyorum. Orada bulunan bir botla biraz gezdiğimizi hatırlıyorum. Hafif bir klor kokusu alıyordum. Birkaç fotoğraf çektim ama bunları hiç paylaşmadım. Çünkü sarnıcın temizlenmesi ve açılması niyeti vardı. Böyle bir paylaşımın sürece zarar verebileceğini düşünerek paylaşmamayı uygun gördüm. Sonra da tamamen unuttum. Ta ki geçen haftaya kadar. 

Geçen hafta Fatih Belediyesi tarafından yayınlanan Yeditepe Fatih Dergisi’nde “Fatih Camii’nin Yeraltındaki Sessiz Tanığı: Karadeniz Medrese Sarnıcı” başlıklı makaleyi görünce meseleyi yeniden hatırladım ve sarnıcın mutlaka elden geçirilip ziyarete açılması gerektiğini sosyal medyada paylaştım. Elbette büyük bir etkileşim aldı. Çoğu insan adını bile duymamıştı ve bir kısmı “Caminin altında sarnıç mı varmış” diye soruyordu. Bu şaşırtıcı durum caminin altında sadece sarnıç değil, bir kilisenin temellerinin olabileceği gerçeğini yeniden hatırlamamıza yol açtı. Tuhaf olan dergide çıkan yazıda bu kilisenin sarnıçla olası bağlantısının zikredilmemesidir. Şahsen artık insanların ne yazdığına değil, neyi yazmadığına dikkat ediyorum. 

Geçelim…

Zikrettiğim yazıdan öğreniyoruz ki sarnıçta çalışmalar başlamış ve ziyarete açılması gündemdeymiş. İstanbul’un çok katmanlı tarihsel topografyasının bir numunesi olan bu sarnıç bir an önce ziyarete açılmalıdır. Özellikle Bizans devri yapılarının restorasyonu ve görünür hale getirilmesinde ciddi bir isteksizlik olduğu herkesin malumu. 1990’lı yıllarda bu şehirde ciddi ciddi kara surlarının yıkılmasını savunanlar vardı. Bu yıkımı savunanlar rahmetli oldu. Bu “öneri”ye karşı çıkan dönemin meslek odalarına “Domuzdan yana olmayın” diye karşı çıkanlar ise hala hayatta. Bu tartışmalar gazete arşivlerinde bakidir.

İstanbul’da böylesi yeraltı yapılarından çok var. Bunlarla ilgili en derli toplu, ciddi bir eseri Dr. Kerim Altuğ, “Yeraltındaki İstanbul” başlığıyla kitaplaştırdı. Kitap İBB bünyesinde çıktı. Kitapla ilgili Kültür Tarih Sohbetleri’nde yaptığımız söyleşinin linkini yazının sonuna bırakıyorum 

Sonuç olarak yapılması gereken İstanbul’un tüm geçmişine amasız fakatsız sahip çıkmak, Roma, Bizans, Osmanlı ve cumhuriyet devri tüm katmanlarıyla onu anlamaya ve korumaya çalışmaktır. Bu açıdan Karadeniz Medrese Sarnıcı madem yeniden gündeme geldi, onun tekrar bir “sükut suikastı” ile unutulmasına müsaade etmeyelim, konunun takipçisi olalım.

Herkese iyi hafta sonları 

  • Kerim Altuğ ile Yeraltındaki İstanbul yayın kaydı:

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.