Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Berrin Sönmez yazdı – Meclis’teki kadın karşıtlarına verilecek en güzel cevap: Başkanlık Divanı tümüyle kadın milletvekillerinden oluşsun

Meclis’in her yeni döneminde vekiller arasında bir oda kapmaca telaşı yaşanır ya, bu yıl durum biraz farklılaşmış görünüyor. AKP listelerinden Meclis’e sokulmuş HÜDA PAR’lı vekillerin Meclis’te harem-selam uygulaması isteği herhalde Türkiye Yüzyılı kod adıyla işaret edilen deformasyon politikasının habercilerinden. TBMM’nin 28’inci döneminde kadın vekillerle, kadın Meclis çalışanlarıyla erkek vekillerin ayrı katlarda bulunması isteği, ileriki dönemlerde, kadınların seçilme hakkının gasp edilmesi ihtimalini düşündürüyor ister istemez. Şimdi aynı katta olmak istemeyen, gücü yettiğinde TBMM çatısı altında, Genel Kurul Salonu’nda, komisyonlarda bir arada olmayı da istemez ve kadınların seçilme hakkını engellemeye çalışır. Meclis çalışanı kadınları kendi bulundukları katta istemeyenler ellerine fırsat geçince kadınların çalışma hakkını da gasp eder. Tıpkı karma eğitime karşı çıkışın birkaç adım sonrasında kız çocuklarının eğitim hakkını engellemeye sıra gelmesi için aportta bekledikleri gibi. 

Bu satırlar yazılırken gerçekleşmekte olan milletvekili yemin töreninde “namusu ve şerefi üzerine” ant içen vekillerden bazıları, parti programlarında ve seçim beyannamelerinde yemin metnini çiğnemelerini gerektirecek politikalara yer vermişti malum. Şimdi toplum genelinde, yeminlerine mi parti programlarına mı sadakatle bağlı kalacakları, cidden merak konusu. Kadın hareketi ise merak etmek yerine mücadeleyi sürdürme kararlılığıyla birlikte kadın vekilleri ve eşitlikçi erkek vekilleri, TBMM çatısı altında millet egemenliğinin temsilcilerini yeminlerine, insan haklarına, laik hukuka bağlı kalmaya çağırıyor. Eşitlik İçin Kadın Platformu – EŞİK,  2 Haziran tarihli basın açıklamasıyla karşı karşıya olduğumuz risklere ve halihazırda TBMM çatısı altında yaşanmakta olan Anayasa ve Medeni Yasa ihlaline dikkat çekiyor. AKP’li (HÜDA PAR) Konya Milletvekili Ali Yüksel, Medeni Kanun’a muhalefet suçu işleyen ve bu haliyle Anayasa’yı ihlal etmekte olan birisi. Bağlılık yemini ettiği Atatürk ilke ve inkılapları arasında laik hukuka dayalı Medeni Kanun da yer alır. Ve tam olarak bu nedenle de Medeni Yasa ihlali, Anayasa ihlali anlamına gelir. Listelerinde yer verenler ve seçilme yeterliliği açısından sorun görmeyen YSK, açıkça söylemek gerekir ki bu suça ortak olmuşlardır. Biliyorum, şimdi ortaya atılıp “Ali Yüksel ilk örnek değil” savunmasına girişirler ki özrü kabahatinden büyük diyerek geçiştirmeyeceğim. “Sui misal emsal olmaz” demekle de yetinmek niyetinde değilim. Bir suçun daha önce de işlenmiş olması o fiilin suç olma vasfını ortadan kaldırmaz demek gerekiyor. Üstelik erkek çokeşliliği aynı zamanda kadına yönelik şiddetin bir parçası. Kadınları ve çoğunlukla daha genç kadın tercihinden dolayı kız çocuklarını köleleştirme boyutuyla apaçık kadına yönelik şiddettir. Birgün gazetesinden Sibel Bahçetepe de 2 Haziran tarihli haberinde, kadın hareketinden kimi isimlerin konuya ilişkin görüşlerini derlemiş. Kadınlar, kadın haklarının gaspı ve budanması anlamına gelen parti politikaları ve seçim vaatleri karşısındaki tepkilerini dile getiriyor. 

Eşitlik mücadelesini büyüterek sürdürme kararlılığı yükseliyor örgütlerde ve sosyal medyada. Çünkü kadınların, çocukların, Türkiye toplumsal ve siyasal yapısının karşı karşıya olduğu tehlike gerçekten büyük. İdeolojisi, hayat tarzı, etnik aidiyeti, cinsiyet kimliği ve yönelimi ne olursa olsun herkesin özgürlüğü tehdit altında. Yüzde 80’i erkek, bunlardan azımsanmayacak bir kesimi kadın düşmanı, eşitlik karşıtı ve nefret söylemini dilinden düşürmeyen ayrımcılık savunucusu kişilerden oluşuyor 28’inci dönem TBMM. Sistem demokratik olsa, erkler ayrılığı tesis edilmiş olsa, yürütme anayasaya bağlılık ve hukukun üstünlüğü ilkesini benimsiyor olsa, yargı da erkek yargı olmasa mesela, kadın düşmanlarının Meclis’teki varlığı büyük tehlike yaratmazdı. Ancak Anayasa’yı çiğneyerek üçünü defa seçilmiş bir cumhurbaşkanının, şahsının üstünlüğü ilkesi dışında hukuk tanımadığını yıllardır bildiğimiz tek kişilik ucube sistemin kadın düşmanlarını Meclis’e sokması masum ve demokratik hak olarak görülemez. Ayrık otu olarak yerleştikleri o çatı altında zihniyet olarak hızla yayılacaklarından kimsenin şüphesi olmasın. Kadın vekiller arasından da muhalefet vekilleri arasından da bu eşitlik karşıtlarını destekleyenler çıkabilir. Bu nedenle EŞİK, iktidar-muhalefet ayrımı yapmaksızın kadın-erkek eşitlik yanlısı tüm milletvekillerine seslendi ve devam edecek çağrılarına.

Bu arada Meclis’te haremlik-selamlık arzularına şimdilik izin verilmemiş gibi görünse de zamanla işleyişte içtüzük etrafından dolanılarak ihlal edilebilir. Böylesi hukuk dışı taleplerin bir kere seslendirilmesi, “İlk sahnede görülen silah son sahnede mutlaka patlar” benzetmesi misali etki yapıyor, AKP iktidarlarının yıllardır öğrettiği bu gerçeği unutmayalım. Verilecek en iyi cevap Meclis’te grubu bulunan partilerin, tümü kadın milletvekillerinden oluşacak grup başkanvekilleri seçmesi olur. Partilerin belirleyeceği başkanvekilinin, grup başkanvekillerinin, katip üyelerin ve Meclis idare amirlerinin hepsinin kadın vekillerden oluştuğunu hayal ediyorum. Bu kadın düşmanlığına sınır çizmenin en iyi yöntemi olur. Kadınların siyasal katılımı yönündeki eşit temsil hedefini gözardı eden muhalefet partileri hiç değilse bugünlerde belirleyecekleri bu kadrolarda salt kadınlara yer vererek kendilerini affettirmeye çalışsalar ne güzel olur. Kadın düşmanları ne zaman söz isteseler illa ki bir kadın başkandan söz almak zorunda kalsalar örneğin tüm olumsuzluklara rağmen karşımıza şahane tablo çıkmaz mı? Keşke mümkün olsa, gece gündüz nöbetleşe izliyor kadınlar Meclis’i. İzlemeye devam eder, gözümüzü üzerlerinden ayırmazken o kürsüde Meclis Başkanı ve başkanvekilleri, grup Başkanvekilleri, katip üyeler ve idare amirleri dahil daima kadın milletvekillerini görmek nöbeti keyfe dönüştürür kesinlikle. Yıllardır Meclis Başkanlık Divanı’nda kadınlara çok az yer veren partiler, gerçek manada bir pozitif ayrımcılıkla sadece kadın milletvekillerine yer vererek hem bu eksikliklerini gidermiş hem kadınlara vekil listelerindeki eksiklikten kaynaklanan borçlarını kısmen ödemiş hem de kadın düşmanı ve eşitlik karşıtı milletvekillerine en güzel şekilde had bildirmiş olurlar. Ama… Böyle bir basiret varolsa seçim de kazanılırdı denilebilir. Yine de söylemiş olayım.

e-posta: berrin.sonmez@hotmail.com

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.