Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Gürkan Çakıroğlu yazdı | Hak ile menfaatin çatışması: Filistin

Zalimin zulmü altındasın evet. Evet bir yanında riyakâr ve sahtekâr Batı, öte yanında sinmiş ve çürümüş Doğu. Lakin kimsesiz değilsin Filistin. Yitip giden çocuklarına, patlayan bombalara, akrebin kıskacında geçen yıllarına rağmen hâlâ var olmaya devam ediyorsun.

Nasıl bitmek tükenmek bilmeyen bir umuttur; bunca zaman diri kalabilen nasıl bir inattır bu El-Kassam’dan Faris’e, Faris’ten günümüze… Gıpta ile bakmamak elde değil. Filistin sadece Arapların veya Müslümanların değil tüm dünyanın imtihanı. İnsanlığın turnusol kâğıdı.

Filistin meselesi Müslümanlarla-Yahudilerin veya Doğu ile Batı’nın çatışması değil. Filistin meselesi hak ile menfaatin çatışması. Bir taraf hakkı olanın elinden alınmasına isyan edip çeliklere karşı etiyle kemiğiyle direnirken, diğer taraf hakkı olanın ötesine geçmek ve menfaatlerinin peşinde doyumsuz iştahını ve arşa merdiven dayamış kibrini beslemenin peşinde.

İsrail uzun yıllar önce Filistinlileri dışarı kendi yurttaşlarını ise içeri kilitledi ve dedi ki: “Demirden kubbemiz var delemezsiniz, çelikten duvarlarımız var yıkamazsınız!”. Bir mit üzerine inşa ettiler kendi varlıklarını: “İsrail yenilmez”.

İşte Hamas’ın son saldırısını öncekilerden ayıran şey bu; demirden kubbe delindi, çelikten duvarlar yıkıldı. İsrail’e dokunuldu. Bu durum İsrail için başlı başına yenilgidir. Kuruluşundan 75 yıl sonra bir ilk yaşandı. Bu saatten sonra yapmaya çalıştığı soykırım nihayete erse bile İsrail savaşı kaybetti. Sadece İsrail mi? Eğer bu soykırımı cesaretlendirmeye devam ederse medeniyeti kendinden menkul Batı da onunla birlikte topyekûn yıkımın eşiğinde. 

Hamas’ın saldırılarında sivillerin yaşamını yitirmesi elbette kabul edilemez. Lâkin rüzgâr eken fırtına biçiyor. Riyakâr Batı hiç utanmadan Hamas’a işgalci derken yıllardır Filistin topraklarının dört bir tarafını tarumar eden İsrail’e gıkını çıkarmıyor.

Bir toprağı almak ile o toprakta yaşamak farklı şeylerdir. Paylaşılan toprakları bölmek ise hem toprağı hem de üzerinde yaşayan insanları öldürmek demektir. Önyargılardan ve soykırımlardan yorulan Yahudilerin bir devletimiz olsun arzusu son derece anlaşılabilir bir husus ve hak iken, arzunun ete kemiğe bürünen hali olan İsrail devleti, hak üzerine kurulu devleti menfaat uğruna terörize ederek en büyük ihaneti ve kötülüğü Yahudi kardeşlerimize yapıyor.

Batı medyası kara ve kirli propaganda ile tüm dünyayı zehirlemeye çalışıyor. Filistinlileri savunmak dahi antisemitist yaftası yemenize sebep oluyor artık. İsrail’e, yani güçlü olana, “modern” görünene, “medeni” denilene hak vermek için dört dönen gözler görüyoruz. Medya, Hamas’ın işlediği cinayetleri gösteriyor. Peki cesetleri görmemek cinayeti ve caniliği ortadan kaldırıyor mu? İsrail kaç masum sivilin canına kıydı son 1 haftada ve hatta geride kalan 75 yılda?

İsrail devletine son yarım asırdır yön veren Likud’a dur demediği sürece Batı’da bu cinayetlere ortaktır. İsrail’in devlet olarak demokratikleşmesi ve 67 sınırlarına çekilmesi hem bölge hem de dünya barışı için elzemdir. İsrail devletinin kalıcı olması, yurttaşlarının demirden kubbeler olmadan gökyüzüne bakabilmesi, huzur ve refah içinde yaşayabilmesi için bu şarttır.

Elbette önemli olan, kalıcı olan bir arada yaşayabilmek. İdeal çözüm Yahudilerle Müslümanların tek bir Filistin devleti çatısı altında hüküm sürmesi lakin kısa ve orta vadede reel olan iki devletli çözüm. Bu konuda neredeyse tüm dünya mutabık, Likud hariç.

Ortak olan insanlığımızı kaybetmediğimiz sürece farklılıklarımız her şeyi daha da güzelleştirir; yok bizleri insanlığımızı unutturacak hale getirir ise farklılıklarımız, işte o vakit acıdan başka bir şey sunmaz bizlere ve gelecek nesillere.

Hepimiz İbrahim’in çocuklarıyız. Bir an evvel ateşkesin sağlanması ve akabinde hayatını kaybeden Yahudi-Müslüman kardeşlerimizin yasını tutup siyaseten gereken adımların atılması yegâne arzumuz, duamız. Aksi halde dünya daha büyük acılara gebe.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.