Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda Gezi Parkı davasından tutuklu bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliği düşürüldü. CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, Bekir Bozdağ’a Anayasa kitapçığı fırlattı.
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) hakkında iki kez “hak ihlali” kararı vermesine rağmen tahliye edilmeyen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi istemi TBMM Genel Kurulu’na geldi.
- Gözler TBMM Genel Kurulu’nda: Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi kararının 30 Ocak’ta Meclis’te okunması bekleniyor
TBMM Genel Kurulu’nu yöneten Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi kararını okudu.
Genel Kurul’da Can Atalay kararı okunmadan önce partilerin grup başkanvekilleri söz aldı. Saadet Partisi, İYİ Parti, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Can Atalay kararının okunmasına itiraz etti. AKP adına söz alan Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi gerektiğini söyledi.
DEM Parti Grubu sıralarında “Can Atalay’a özgürlük” yazılı dövizler bulunduğu görüldü.
TİP Genel Başkanı Erkan Baş ise Bekir Bozdağ’a elinde bulundurduğu Anayasa kitapçığı ile tepki gösterdi.
CHP’nin Can Atalay kararının kapalı oturumda okunması yönündeki önergesini değerlendirmek üzere kapalı oturuma geçildi ancak önergenin reddedilmesi üzerine yeniden açık oturuma geçildi.
Grup başkanvekillerinin sırasıyla söz aldığı Meclis’te aleyhte ve lehte konuşmalar yapıldı.
Abdullah Güler: “Herhangi bir yargılamada bulunmuyoruz”
AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, muhalefet milletvekillerine seslendi, “Lafı doğrudan söyleyin, ‘Anayasa Mahkemesi, Türkiye’de süper temyiz mahkemesidir’ deyin. Biz yasama, yürütme, yargı organları olarak Anayasamızın 11. maddesi kapsamı içerisinde ve Anayasamızın 84. maddesinin ikinci fıkrasından Yargıtay tarafından kesinleştirilmiş bir hükmün, yasama organı tarafından okunması suretiyle bir işlem tesis ediyoruz. Başka herhangi bir işlem yapmıyoruz. Biz, bir davanın tarafı değiliz. Herhangi bir yargılamada bulunmuyoruz” dedi.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
“Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onurunu korumak lazım”
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın da şöyle konuştu:
“Biraz evvel söylediğimiz gibi bir milletvekili arkadaşımızın 14 Mayıs 2023’ten bu yana seçildiği ve görev yapması gereken Türkiye Büyük Millet Meclisi makamlarından mahrum edilmesini konuşuyor değiliz. Onun çok daha ötesinde, yüksek yargı mercileri arasında çıkan uyuşmazlık ve çatışmanın ortaya çıkardığı bir devlet krizini konuşuyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin önce bunun ciddiyetine varması lazım. Evet, Can Atalay çok önemlidir. Atalay, bir milletvekilidir ama Yargıtay’ın 3. Ceza Dairesi sizin de görev yaptığınız bu Meclis’in başkanına ayar verdi dedi ki, ‘Ben bu kararı verdim, sen bu kararı neden okutmadın?’ dedi. Şimdi sizin argümanınız doğruysa, şu anda Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan Sayın Numan Kurtulmuş, bu kararı bugüne kadar neden okutmadı? Çünkü biliyor ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onurunu korumak lazım.”
Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Enis Berberoğlu kararlarını hatırlatan Günaydın, “Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Enis Berberoğlu davasında ilk derece mahkemelerinin ve Yargıtay’ın kararını okuttuktan sonra Anayasa Mahkemesi kararı geldi, ‘hak ihlali’ kararı verildikten sonra döndü ilk derece mahkemesi yargılamayı durdurdu ve bu karar burada ikinci kez okundu. Kurtulmuş da haklı olarak dedi ki, ‘Meclis’in onuru, mahkeme kararları arasında pinpon topu gibi gelip girip gidecek bir şey olamaz, Anayasa Mahkemesi’nin kararını bekleyelim.’ Şimdi AKP Grup Başkanı diyor ki ‘Anayasa Mahkemesi süper temyiz mevki midir?’ Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Enis Berberoğlu davasında siz bu Meclis’te değil miydiniz? Anayasa Mahkemesi kararları sonrasında yargılamanın durdurulması kararı verilmedi mi? Neyin tartışmasını yapıyorsunuz?” dedi.
Erkan Baş: “Bu karar, Meclis tutanaklarına girdiğinde sizin vekilliğiniz sorgulanır”
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Meclis’teki konuşmasında “Her yurttaş, Anayasa’nın ayaklar altına alındığını anlayabilir, siz de anlıyorsunuz. ‘AYM kararlarını tanımayalım, Anayasa’yı tanımayalım’ diyen bir Yargıtay kararının Meclis’te okunmasını reddediyoruz. Meclis Divanı Anayasa’yı tanımazsa burada Meclis Başkanlığı yoktur. Bu karar, Meclis tutanaklarına girdiğinde sizin vekilliğiniz sorgulanır, cumhurbaşkanı sorgulanır, bakanlar sorgulanır. Herkes soruyorum: Karar okunacak, Atalay’ın vekilliği düşürülecek yani Can Atalay vekilmiş değil mi? Milletvekiliyse dokuz aydır neden hapiste, değilse neyi düşüreceksiniz? Atalay benim mücadele arkadaşım. Gezide de beraberdik. Bir gün bile yapmadım demedi. Bu halk için yaptığı her şeyi onurla, gururla söyledi” diye konuştu.
Bozdağ, CHP ve DEM Partili milletvekillerinin başkanlık divanı kürsüsü önünde toplanarak kararı protesto etmelerine rağmen kararı okuttu. Kararı okuttuktan sonra Atalay’ın milletvekilliğinin düşürüldüğünü belirttikten sonra da beş dakika ara verdi.
Muhalefet milletvekillerinin tepkisi verilen arada da devam etti. Bozdağ ise Genel Kurul’u açtıktan sonra yaşanan gerginlik ve tartışmaları gerekçe göstererek çalışmalara devam edilemeyeceğini söyledi ve Genel Kurul’u 31 Ocak Çarşamba günü saat 14.00’de toplanmak üzere kapattı.
CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, Bekir Bozdağ’a Anayasa kitapçığı fırlattı.
Kurtulmuş, BAE ve Bahreyn ziyaretinde
Atalay konusunda muhalefet partilerinin tepki gösterdiği Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ise Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi kararının okunması sırasında Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ziyaretinde. Kurtulmuş’un 28 Ocak Pazar günü başlayan ziyareti 31 Ocak Çarşamba günü sona erecek.
Kulislerde ise Meclis Başkanı Kurtulmuş’un, iktidarla muhalefet arasında tartışmaya yol açan Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi kararının, kendisi yurtdışındayken okunmasını istediği dile getiriliyor.
Avukatları AYM’ye başvuracak
TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi kararının TBMM Genel Kurulu’nda okunması halinde avukatları AYM’ye başvuracak. Başvurunun Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesinden en geç yedi gün içinde yapılması gerekiyor.
AYM ise milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik iptal başvurusuyla ilgili kararını başvurudan sonraki 15 gün içinde verecek.
AYM, daha önce de CHP Enis Berberoğlu ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ile ilgili kararlarıyla yeniden milletvekili olmalarının yolunu açmıştı. AYM’nin Atalay’ın tahliye edilmesi ve Meclis’te yemin ederek görevine başlaması yönünde karar vermesi bekleniyor.
Can Atalay’ın dava süreci
Avukat Can Atalay, Gezi Parkı davasından 18 yıl hapis cezası alarak 25 Nisan 2022’de tutuklandı. Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde kalan Atalay, 14 Mayıs 2023 Genel Seçimleri’nde TİP’in Hatay milletvekili seçildi. Milletvekili seçilmesinin ardından avukatları aracılığıyla mazbatasını alan ancak tutukluluğu nedeniyle milletvekili yeminini edemeyen Atalay ile ilgili Yargıtay’a yapılan tahliye talepli başvuru reddedildi.
Can Atalay talebi reddedilince “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği” gerekçesiyle AYM’ye başvurdu.
Atalay’ın “yasama dokunulmazlığı” gerekçesiyle yaptığı başvuru 5 Ekim 2022’de AYM 2. Bölüm’de görüşüldü. Beş kişiden oluşan heyet, başvuruyu AYM Genel Kurul’a sevk etme kararı aldı. Kararda, “başvurunun niteliği itibarıyla Genel Kurul tarafından karara bağlanması gerekli görüldüğünden, AYM İç Tüzüğü’nün 28’inci maddesi uyarınca Genel Kurul’a sevkine karar verildi” denildi.
AYM Genel Kurulu 12 Ekim 2022’de dosyayı görüşerek 25 Ekim 2022’ye erteledi. AYM 25 Ekim 2022’de görüşerek Atalay’ın başvurusunu karara bağladı. “Seçme ve seçilme hakkı”, “kişi güvenliği ve hürriyeti hakkı” yönlerinden hak ihlali olduğuna ilişkin kararın kısa gerekçesi, yargılamanın yapıldığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Gerekçeli karar daha sonra Resmi Gazete’de yayımlandı. Kararda, Can Atalay’ın hakkının ihlal edildiği söylendi, yeniden yargılamanın yapılması gerektiği hükmedildi. Can Atalay’a 50 bin TL tazminat ödenmesi gerektiği de belirtildi.
- Yargıtay Başkanı Akarca: “AYM ile yorum farklılığından kaynaklanan, ciddi anlamda derin görüş aykırılıklarımız var”
- AYM Başkanı Zühtü Arslan’dan Yargıtay Başkanı’na “yorum farkı” yanıtı: “Bireysel başvurunun etkililiğini kaybetmesi ihtimali bile başta yargı mensupları olmak üzere hepimizi teyakkuza geçirmelidir”
13. Ağır Ceza Mahkemesi de dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, AYM’nin Can Atalay hakkında ihlal kararını vermesine ilişkin mütalaasını Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Mütalaada, “Milletvekili, Türkiye Cumhuriyeti Anayasanın 83/2 maddesinde öngörülen yasama dokunulmazlığından yararlanamayacaktır” denildi.
Türkiye’de Can Atalay kararı üzerinden Yargıtay-AYM krizi yaşandı.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yargıtay’dan yana tavır aldı. Erdoğan’ın açıklamalarının ardından Yargıtay Başkanlığı konuya ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, AYM’nin “hukuk sistemini kaosa sürükleyen kararlar aldığı” söylendi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay hakkında hak ihlali kararı veren AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Daire, AYM’nin “hak ihlali” kararına uyulmamasına hükmetti. Daire, Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için kararın bir örneğini TBMM’ye gönderdi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Yargıtay’ın kararını Meclis’te okumadı.
Atalay’ın avukatları, AYM kararına uymayan Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararına itiraz etti. Yargıtay 4. Ceza Dairesi, kararın itiraza açık olmadığı gerekçesiyle “karar verilmesine yer olmadığına” hükmetti.
İkinci “hak ihlali”
Atalay’ın avukatları ikinci kez AYM’ye başvurdu. AYM ise 13 Aralık 2022’de Atalay’ın başvurusunu Genel Kurul’a sevk etti.
AYM Genel Kurulu kararı 21 Aralık’ta görüştü. Can Atalay’ın başvurusunu değerlendiren mahkeme, ikinci kez “hak ihlali” kararı verdi. Kısa karar yine 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. İlk derece mahkeme ise gerekçeli kararı bekleyeceğini söyledi. AYM’nin gerekçeli kararı ise 27 Aralık Çarşamba gecesi Resmi Gazete’de yayımlandı.
AYM, Atalay’ın, Anayasa’nın 148. maddesinde güvence altına alınan bireysel başvuru hakkının ihlal edildiğine oybirliğiyle karar verdi:
“Seçme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ve bireysel başvuru hakkının ihlali edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna oybirliğiyle, Anayasa’nın 148. maddesinde güvence altına alınan bireysel başvuru hakkının ihlal edildiğine oybirliğiyle karar verildi.”
AYM, Anayasa’nın 67. maddesinde güvence altına alınan “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkı” ve 19. maddesinde güvence altına alınan “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı”nın ihlal edildiğine oyçokluğuyla karar verdi. Üye hakimler İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Muammer Topal bu karara karşıoy kullandı.
Kararda, AYM kararına uyulmaması eleştirildi:
“Somut olayda Anayasa Mahkemesi, başvurucunun seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ihlalini sonlandırması ve sonuçlarını ortadan kaldırması için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nden başvurucunun yeniden yargılamasına başlanmasını, mahkûmiyet hükmünün infazının durdurulmasını, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanmasını ve başvurucunun seçilme ve siyasi faaliyette bulunma haklarını kullanabilmesi için Anayasa’nın 83. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca yargılamanın durmasına karar verilmesini istemiştir. Buna rağmen mahkeme, usul hukukunda kendisine verilmemiş bir yetkiyi kullanarak ihlal kararının gereğini yerine getirmekten kaçınmış ve dosyayı Yargıtay 3.Ceza Dairesi’ne göndermiştir. Daire de ‘Anayasa Mahkemesi kararına uyulmamasına’ şeklinde Türk hukukunda bulunmayan bir karar vermiştir.”
13. Ağır Ceza Mahkemesi ise AYM kararını yine uygulamayıp dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi.
13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararında konunun, “Yargıtay ilgili ceza dairesince verilen tahliye talebinin reddi kararına ilişkin olduğu” söylendi:
“Anayasa Mahkemesince verilen bireysel başvuruya konu ihlal kararı mahkememizin kararına ilişkin olmayıp, Yargıtay ilgili ceza dairesince verilen tahliye talebinin reddi kararına ilişkin olduğu, dosyanın ilgili daire önünde bulunduğu sırada başvurucunun milletvekili seçildiği ve bireysel başvuruya konu ihlalin bu dairenin kararından kaynaklandığı, ayrıca bireysel başvuru yapıldıktan sonra ilgili ceza dairesince dosyanın esastan incelendiği ve karara bağlandığı, bu sebeple oluşan yeni hukuki durum karşısında Yargıtay 3. Ceza Dairesince yeni bir değerlendirme yapılarak bireysel başvuruya ilişkin karar verildiği, bu karara karşı yeniden Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu kullanmak suretiyle başvuru yapıldığı, Anayasa Mahkemesince yapılan değerlendirme neticesinde ilgili başvuruya konu kararın mahkememize yeniden gönderildiği, belirtilen başvuruya konu yeni değerlendirmelerin Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin vermiş olduğu karara dair olduğu gözetilerek karara ilişkin oluşan yeni hukuki duruma karşı Yargıtay 3. Ceza Dairesince yeni bir değerlendirme yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılmakla, dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, bir kez daha AYM’nin Atalay hakkında verdiği “hak ihlali” kararının hukuki değeri olmadığına ve karara uyulmamasına hükmetti.
- Can Atalay’ın avukatları, tahliyesi için mahkemeye başvurdu
- Anayasa Mahkemesi Can Atalay hakkında ikinci kez “hak ihlali” kararı verdi
- AYM Başkanı Zühtü Arslan: “Uzaktan kumandalı yargı da yargıç da olmaz”
- CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, yargı krizine karşı eylem başlattı
- Yargıda Can Atalay krizi | Avukatlardan adliye önünde nöbet: “Bu karar, benzeri olmayan bir hukuk skandalı”
- Yargıda Can Atalay krizi: Yargıtay, “hak ihlali” kararı veren AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu
- Can Atalay’ın avukatları, 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına itiraz etti
- Yargıtay, AYM’nin Can Atalay kararına bir kez daha uymadı