Gürkan Çakıroğlu yazdı: Özgür Özel’in Erdoğan’ı ziyareti siyasette hangi kapıları arayalacak?

31 Mart 2024, milletin rejime karşı mukavemetidir ve Türkiye için tarihi bir fırsattır. Halk siyasetin istikametini mütareke olarak belirlemiş ve 20 yılı aşkındır süren adı konulmamış iç savaşın bitmesini istediğini göstermiştir. Milletini seven, onun rızasını arayan, hakkını gözeten herkese bu karara saygı duymak düşer.

Evet bazıları Recep Tayyip Erdoğan’ı sandıkta devirmek ve o zehirli koltuğa oturmak istiyor olabilir. Bazıları Erdoğan’ın düşüşünü büyük bir arzu ile görmek istiyor olabilir. Bazıları da rövanş duygusu ile hesaplaşmak istiyor olabilir. Lakin bu olduğu anda neticenin ne olacağını 14-28 Mayıs 2023’de gördük. 

Fakat mühim olan, bu gerçeği siyasetin görmesiydi. Ve çok şükür Özgür Özel bunu görmüş olmalı ki tarihi bir hamle yaptı ve Tayyip Erdoğan ile bir araya geldi. Böylece ilki 2015 ikincisi 2019’da dile gelen lakin tam olarak pişmemiş tarihi Türkiye ittifakı için ilk büyük adım atıldı. Böylece sandıktan yükselen sessiz çığlığa Türkiye’nin kitle partileri CHP ve AK Parti karşılık vermiş oldu. Bu iki parti Türkiye’nin %70-75’i, hakikat bu.

Özgür Özel dibi karanlık kimi “aydınların” itirazlarına rağmen görüşmeye gitti. Güreşten önce yerdeki taşları temizlemeye çalışan kişiden pehlivan olmaz derler. Cumhuriyet’in kurucu partisinin genel başkanı Özel ama, lakin, fakat demedi, taşın altına elini değil gövdesini koydu ve altın kemerlik bir pehlivan olduğunu cümle aleme gösterdi. Sağ olsun…

Tayyip Bey ise unuttuğu siyaseti hatırladı çok şükür. Devlet katından milletin arasına indi nihayet. Görüşmenin AK Parti genel merkezinde gerçekleşmesi bu açıdan çok anlamlı. Cumhurbaşkanı, en büyük ve başarılı Anadolu isyanının önderi iken, isyanın sebebi ehli örf ile iş tutmanın bedelini milletin teveccühünü yitirerek ödedi.

Otoriterleşme girdabına kapılan ve gittikçe daha da savrulan Erdoğan için bir kaçış rampası yarattı 31 Mart seçimleri. Tayyip Bey belki de ilk defa kaybederken kazandı. Nasıl ki seçimleri kaybetmek en nihayetinde CHP’yi özgürleştirdiyse bu seçimi kaybetmek de AK Parti’yi özgürleştirebilir. Tarihte buradan dönebilen, bu denli otoriterleştikten sonra demokrasi diyebilen bir lider olmadı. Bakalım Cumhurbaşkanı bunu başarabilecek mi?

CHP-AK Parti görüşmeleri millet nazarında öyle büyük bir kuvvete sahip ki karşısında hiçbir mütegallibe duramaz. Hiçbir anti-demokratik yapı ona diş geçiremez. Yeter ki samimi yürütülsün. Bu açıdan anayasa tartışmaları; tartışmanın açacağı yollar, yaratacağı fırsatlar açısından anayasanın yapılıp yapılmamasının ötesinde anlam ve öneme sahip.

İdeolojik saplantıları, kimliksel bunalımları, bitmez tükenmez hesaplaşmaları bir kenara bırakmamız gerekiyor. Birileri samimi değilse eğer kimse merak etmesin millet bunu görür, gereken faturayı sandıkta keser. Toplumsal barış ve uzlaşı ihtimali belirdiği an geri kalan her şey teferruattır. Bu ihtimali güçlendirmek varken bilakis onu zayıflatmak milletin iradesine direnmek, hakkına girmek, geleceğini çalmaktır. Önümüzde Cumhuriyet’in dar olan çatısını genişletmek ve daha demokratik bir Türkiye’ye uyanmak için tarihi bir fırsat var.

Lakin bu MHP-İYİ Parti özelinde milliyetçileri şeytanlaştırmadan, onları da oyunun içinde tutarak mümkün. Milliyetçilerin 7 yıllık iktidar ortaklığının halka yapıcı katkıları olmadı. Ama yıkıcılıkları hâlâ çok güçlü. Ayrıca onlarsız bir Türkiye masası eksik, yarım, kötürüm. Tıpkı DEM Parti ve Selahattin Demirtaş’ın olmadığı bir masa gibi.

Milletin 31 Mart kararı Türkiye’nin jeopolitik ve jeo-stratejik önemini ortaya çıkaracak politikalara da kapı aralıyor. Suriye federal, Irak konfederal bir yapıya doğru giderken, Nikol Paşinyan bölgemiz ve insanlık için büyük adımlar atarken ve İsrail’de yarım asırlık Likud iktidarı sona ererken iç barışını sağlamış bir Türkiye insanlık için büyük önem arz ediyor.

Hiç ama hiç olmadığı kadar yakınız barışa. İstiklal şairi Mehmet Akif’in dizelerini istiklal ruhlu Ahmet Kaya’nın sesinden dinle Türkiye. Zira kudretimiz bu birliktelikte. Barışa, kardeşliğe ve refaha hizmet etmek için ön safa geçen herkese gelsin, “Uğurlar ola”…

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.