Normalleşme tartışmaları sürerken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz hafta içi belediye borçlarının tahsisi üzerine yaptığı açıklama iktidarın muhalefet üzerine baskıyı belediyeler üzerinden kuracağını bir kez daha gösterdi. Bu strateji aynı zamanda iktidarın toplumsal desteği azalırken muhalefetin nasıl yönetebileceğini örneklediği belediye yönetimlerini zor durumda bırakarak muhalefetin hareket alanını daraltmayı amaçlıyor. Dolayısıyla bir sonraki seçimlere kadar belediyeler, iktidar-muhalefet çekişmesinin temel arenası olacak.
Bütün bu tartışmalar sürerken CHP belediyelerinin nasıl bir yol izleyeceğini tartışmak anlamlı. Bu kapsamda da CHP’li belediyelerin ortak belediyecilik ethosu üzerine düşünmek faydalı olabilir. Ortak bir belediyecilik ethosu geliştirmesi, partinin yereldeki başarısını sürdürülebilir kılmak ve geniş kitlelere hitap etmesi açısından büyük önem taşıyor.
Bugün neredeyse büyükşehirlerin tamamının yönetimini kazanan CHP, önümüzdeki dönem için önemli bir fırsat yakaladı. 2019 Yerel Seçimleri sonrası belediye kontrolünün uzun yıllar muhalefette kalmış partiye çok önemli fırsatlar sunduğunu gözlemledik. Birincisi, iktidarın bütün devlet kaynaklarını tek elde topladığı bir dönemde, belediyenin yönetimine sahip olmak muhalefete kaynak bulmak, yeni siyaset kanalları açabilmek ve toplum için yeniden etki alanı yaratabilmek için alan tanıyor. İkincisi ve daha önemlisi, muhalefet kendi yönetiminin nasıl olabileceğinin örneğini vermiş oluyor. Ne tür hizmetler verebileceğini, ne kadar kapsayıcı olabileceğini ve liyakatın nasıl fark yaratabileceğini göstermiş oluyor. Dolayısıyla iddia ettiği kapsayıcılığı pratikte de göstererek vaat ettiklerinin inandırıcılığını arttırıyor. 2024 seçim zaferi CHP’ye bütün bu açılardan çok önemli fırsatlar sunuyor. Belli ki kontrol ettiği belediyelerde (Hatay hariç) halkın teveccühü kazanılmış. Şimdi ise bu belediyelere yenileri eklendi – özellikle uzun yıllar muhafazakâr partiler yönetimi altında olan Manisa, Kastamonu, Kırıkkale, Uşak, Adıyaman, Afyon, Bursa gibi kazanımlarda partinin göstereceği performans, uzun zamandır izlediği herkesi kapsayan/ herkese hizmet eden belediyecilik anlayışının yerleşmesi için kritik.
Bu belediyecilik ethosunun temel özellikleri neler olabilir? Birincisi şeffaflık. CHP belediyeleri, halkın güvenini kazanmak ve yönetim süreçlerinde hesap verebilirliği sağlamak için içinde bulunduğumuz koşullar altında şeffaflığı ön plana çıkarmalı. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin canlı yayınladığı ihale süreçleri, şeffaflığın sağlanmasında başarılı bir örnek. Belediye faaliyetleri, harcamalar ve projeler hakkında detaylı bilgileri içeren açık veri platformları oluşturulabilir. Bu platformlar, vatandaşların belediye faaliyetlerini takip etmesini ve değerlendirmesini sağlayacaktır. Yine belediyeler, mali durumları ve gerçekleştirdikleri projeler hakkında düzenli raporlar yayımlayarak şeffaflık ilkesine bağlılıklarını gösterebilirler.
İkinci ilke katılımcı demokrasi. Rekabetçi otoriter bir rejimde en azından belediyelerde halkın yönetime doğrudan katılımının teşvik edilmesi parti yönetimi altında olan belediyelerin farkını gösterecektir. Mahalle bazında oluşturulan meclisler aracılığıyla vatandaşların yerel yönetim kararlarına katılımı teşvik edilebilir. Belediye başkanları ve yöneticilerinin düzenli olarak halkla buluştuğu toplantılar düzenlenebilir. Dijital platformlar üzerinden anketler, forumlar ve katılım süreçleri düzenlenerek vatandaşların görüş ve önerileri alınabilir. Bunların bazıları halihazırda aktif olarak kullanılmakta. Ataşehir Belediyesi yakın zamanda önümüzdeki beş yılda gerçekleştireceği projeleri halkın katılımı ile yapabilmek için bir online platform oluşturdu.
Üçüncüsü çevre duyarlılığı. Çevreyi tamamen rant aracı olarak gören bir merkezi yönetime karşı CHP belediyelerinin, çevreye duyarlı politikalar geliştirmesi hiç olmadığı kadar anlamlı. Bu konuda birçok adım atılabilir. Bunlardan bazıları şehirlerdeki yeşil alanların miktarını artırmak, herhangi bir rant dönüşümünün engellenmesi (Kanal İstanbul bunun en korkutucu örneği), parklar ve bahçeler inşa edilmesi ve çevre dostu şehirler algısının yerleştirilmesi gerekiyor. Etkili geri dönüşüm programları ve atık yönetimi politikaları yine belediyelerin önceliği olmalı. Belediyelerin enerji tüketiminde verimliliği artıracak projeler geliştirmesi ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapması da belediye ethosunun çıktılarından olmalı.
CHP belediyecilik ethosunun bir diğer önemli ayağı sosyal hizmetler ve eşitlik olmalı. Maddi durumu yetersiz aileler için ücretsiz kreşler, öğrencilere yönelik eğitim destek programları, öğrenciler için güvenli yurtlar ve sağlık hizmetleri bütün belediyelerin ortak hizmet olarak tanımlaması gereken hizmetlerden. Yine erişilebilirlik standartları geliştirilerek tüm vatandaşların hizmetlere eşit erişiminin sağlanması önemli.
Son olarak liyakat ve yolsuzlukla mücadele CHP’li belediye ethosunun vazgeçilmezi olmalı. Liyakat, kamu hizmetlerinde kalitenin artırılması ve halkın güveninin kazanılması için kritik. Bu açıdan İstanbul Büyükşehir Belediyesi örneği diğer belediyelere örnek olabilir. Belediye personel alımlarında liyakat esas alınarak, nitelikli ve yetkin personelin istihdamı sağlanması ve özellikle kadın istihdamının artırılması ve desteklenmesi belediyelerin önceliği olmalı. Yolsuzluk iddialarının hızla ve etkin bir şekilde soruşturulması ve çözüm üretilmesi partinin temel ilkelerinden olmalı.
Bu temel ilkeler üzerinde ortak bir belediyecilik ethosu geliştiren CHP belediyeleri, halkın güvenini kazanarak uzun vadeli başarıyı sürdürebilirler. Burada önemli bir yöntem de İstanbul’da, Ankara’da veya diğer belediyelerde halihazırda karşılık görmüş ve desteklenen projelerin CHP belediyecilerinin ortak hizmetine çevirmek. Örneğin kent lokantalarının bütün belediyelerde açılması, tarımsal desteğin bütün belediyelerde uygulanması ya da kreş sayısının artırılmasının bütün belediyelerin önceliği olması CHP belediyesi markası yaratmak için faydalı olacaktır. Yerel siyaset kimlik veya ideolojiden ziyade kişilerin ve hizmetin ön plana çıkabileceği bir alan. Bu da tam da CHP’nin uzun dönemdir izlediği kimlik siyasetinden uzaklaşan merkeze yönelen siyasetinin nasıl işlediğini halka göstermesi açısından önemli.
Yereldeki başarılar ve “CHP’li belediye ethosu” bir yönetişim anlayışı ve ilkeler bütünü geliştirerek CHP’nin ulusal düzeyde de güçlü bir alternatif olarak konumlanmasını sağlayabilir.
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
* Ethos: ahlaki değerler çerçevesinde belirlenen tutum, eğilim, duruş.