Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Işın Eliçin yazdı: Herkesin demokrasisi kendine

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Çinli mevkidaşıyla buluşmadan hemen önce yayımlanan video mesajında şöyle diyordu: “Uluslararası ilişkiler tarihinde çok ciddi bir aşamadan geçiyoruz. Sizler ve benzer görüşteki diğer halklarla çokkutuplu, adil ve demokratik bir dünya düzenine doğru hep birlikte ilerleyeceğiz.” Rusya-Ukrayna savaşı başladıktan sonra iki ülke arasındaki bu ilk üst düzey temas temas, Çin tarafında da “sınır tanımayan işbirliğini, küresel çokkutupluluğu ilerletmekte kararlıyız” diye vurgulandı.

Çokkutupluluk, 1990’lardan itibaren tartışılıp konuşulan ve 21. yüzyılda giderek daha çok taraftar kazanan bir kavram. Amerikan hegemonyasının zayıflamasıyla güç dengelerinin radikal bir şekilde değişmesini ve bu değişimle oluşacak yeni dünya düzeninde avantajlı konum elde etmeyi, hatta kutuplardan biri olmayı bekleyen pek çok ülke ve siyasetçi var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin veto gücü bulunan daimi üyelerini (ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin) kastederek sloganlaştırdığı “Dünya beşten büyüktür” sözleri de bu değişim arzusunun ifadesiydi. Hindistan Başbakanı Narendra Modi de şubat başında parlamentoya yaptığı konuşmada covid-19 pandemisi ertesinde oluşacak yeni dünya düzeninde ülkesinin küresel liderlik fırsatı yakaladığını müjdelerken olası kutuplardan birini gözüne kestirmiş olmalı.

Çokkutupluluğun en güçlü savunucuları ise 1990’ların ikinci yarısından bu yana pek çok ortak deklarasyonda ve anlaşmada bu kavrama yer verip atıf yapan Rusya ve Çin. Lavrov’un ifadesiyle “Amerika Birleşik Devletleri’nin ‘bir kasaba şerifi’ gibi tüm kararları kendisinin verdiği dünya düzeni”ne iki ülke epeydir birlikte kafa tutuyor.

İktisatçı Ergin Yıldızoğlu’na göre tarihsel olarak rakip bu iki ülkenin birbirlerine yakınlaşma sebebi, “statükoyu sorguladıkları için hareketlerinin ABD merkezli sistem tarafından sınırlandırılmaya çalışılması”. Yıldızoğlu diyor ki, “İki ülke arasındaki yakınlaşma NATO’nun doğuya doğru genişlemesine, ABD’nin Çin’in yükselmesini durdurmak için stratejik ağırlığını Hint-Pasifik havzasına kaydırmaya başlamasına tepki olarak gelişti ve gelişmeye de devam ediyor.”

Avrupa ve Güvenlik Politikaları Enstitüsü direktörü Velina Tchakarova ise Rusya ve Çin’in “Mümkün olan her yol ve yöntemle ABD’nin nüfuzunu kırmak” amacında ortaklaştıkları için taktiksel olarak safları sıklaştırdığını düşünüyor. İki ülke arasında “Ejder Ayı” ismini verdiği sembiyotik ilişkinin dinamiğini ise şöyle özetliyor: “Rusya’nın ABD’ye kafa tutarken ekonomik olarak güçlü bir müttefike, Çin’in ise küresel nüfuzunu artırmak için bölgesel güç projeksiyonundan yararlanabileceği güvenilir bir ortağa ihtiyacı var.”

Ancak Tchakarova’ya göre uluslararası ilişkiler, Lavrov’un iddia ettiği gibi çokkutupluluğa doğru değil; ABD ve Çin arasında Soğuk Savaş dönemi benzeri iki kutuplu bir düzene doğru ilerliyor. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırmasının gerisinde, zaferin ekonomik, politik ve stratejik getirileriyle, NATO ve Avrupa Birliği’ne karşı pozisyonunu güçlendirmiş olarak ABD ve Çin’le eşit üçüncü bir kutup olma arzusunun yattığını savunanlar da var; ama şu ana kadarki gelişmeler, Rusya’nın bu savaştan zayıflayarak çıkacağına ve ittifak içinde Çin’in küçük ortağı olarak kalacağına işaret ediyor.

Tchakarova’ya göre her halükârda iki ülkenin işbirliği, ABD karşıtı blokta yer almak isteyecek yönetimlere istikrar güvencesi sunması bakımından önemli: “Belarus, Suriye ve Kazakistan örneklerine bakarak, Ejder Ayı’nın başarılı bir iş bölümü formülü bulmuş olduğu söylenebilir. Güvenlik Rusya’dan, finansman Çin’den”.

Moskova’nın askerî müdahaleyle destek verdiği Suriye’de, Beşar Esad yönetimi de ocak ayında Çin’in Kuşak Yol Projesi’ne katılmıştı. Kuşak Yol Projesi’nin önemli güzergahlarından Belarus’ta ise Devlet Başkanı Lukaşenko, seçim sonuçlarına hile karıştırıldığı iddiasıyla 2021 yazında başlayan protestoları, Batı’nın renkli devrim girişimlerinden biri olarak kriminalize edip bastırabilmesini Rusya’nın askerî desteğine borçlu. Yine Kuşak Yol Projesi’nin en önemli ülkelerinden biri olan Kazakistan’da da Devlet Başkanı Tokayev, yılın ilk günlerinde meydana gelen ve darbe girişimi olarak nitelediği olayları Rusya’dan asker talep ederek yatıştırmıştı.

Lavrov’un yazının başındaki ifadesinde geçen adalet ve demokrasi kavramları hakkındaki tartışma da başlı başına bir yazı konusu. Kısaca ifade edersek, Rusya da Çin de demokrasilerine toz kondurmazken, ABD’nin kendilerine yönelik otoriterlik, insan hakları ihlalleri, hak ve özgürlükleri kısıtlama eleştirilerini, “sen önce dön de aynaya bak” diyerek, riyakarlık ve çifte standartlı tutum almakla suçlayarak karşılıyorlar.

Çin, Aralık 2021’de ard arda iki rapor yayınlayarak, neden Çin’inki daha iyi ABD’nin kötü anlattı.

The State of Democracy in the U.S. yani “ABD’de Demokrasinin Durumu” adlı raporda ABD’nin demokrasiyi nasıl suistimal ettiği ve Amerikan tipi demokrasinin neden kusurlu olduğu sıralanmakta. Buradaki argüman demokrasinin birçok biçimi-modeli olduğu, Çin’in kendi “nüfusuna ve özelliklerine en uygun modeli” seçtiği ve demokrasiyi tek bir modele göre ölçüp tanımlamanın kendi içinde anti-demokratik olduğu şeklinde.

Democracy That Works yani “İşleyen Demokrasi” başlıklı diğer raporda ise Çin tipi demokrasinin “süreç odaklı demokrasi ile sonuç odaklı demokrasiyi, prosedürel demokrasi ile esaslı demokrasiyi, doğrudan demokrasi ile dolaylı demokrasiyi ve de halkın demokrasisi ile devletin iradesi ile” birleştirdiği anlatılıyor. “Bütüncül süreç halk demokrasisi” olarak adlandırılan bu demokrasi yorumunda “insanları ülkelerinin efendileri yapmak” gibi daha yüksek bir amaca hizmet ettiği sürece, tek parti hükümetlerinin -Çin Komünist Partisi’nin- özünde demokratik olduğu iddiası yer alıyor. Çalışmanın takdiminden modelin fikir babası Devlet Başkanı Şi, sadık uygulayıcısının Çin Komünist Partisi olduğu anlaşılıyor.

Nitekim Çin Devlet Başkanı Şi, Rus mevkidaşı Putin’le 15 Aralık’taki görüşmesinde, kitabın ortasından konuşmuştu: “Bir ülkenin demokratik olup olmadığına ve demokrasinin nasıl daha iyi hayata geçirileceğine halklar ancak kendileri karar verebilir… Çin, uluslararası toplumu demokrasi konusunda doğru bir bakış açısına sahip olmaya ve ülkeleri meşru demokratik haklarını savunmaya teşvik etmek için Rusya ile iletişimi ve koordinasyonu geliştirecektir.”

“Uzmanların çoğu bizi çok kutupluluğa sahip olacağımıza ikna etmeye çalışırken, 2015’ten beri Küresel Sistemin Çatallanma eğilimine işaret ediyorum. Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşı, Batı ile #EjderAyı’nın 2. Soğuk Savaş’ının tezahürü”
“Dünya iki blok arasında şekillenmeye hazırlanıyor: Çin’in bloğunda Pekin’in destek ve iyi niyetine bağlı Rusya yer alacak. ABD liderliğindeki blokta AB, Beş Göz Grubu ve Orta Amerika’dan bazı ülkeler olacak. Her iki blok da Hindistan, Brezilya ve bazı Afrika ülkelerini kendi saflarına katmaya çalışacak”

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.