Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Alphan Telek yazdı: CHP’nin ekonomi vizyonu Türkiye’ye çare olur mu?

Uzun zamandır beklediğimiz adım nihayet geldi ve CHP detaylı olarak kalkınma ve ekonomi stratejisini, vizyonunu açıkladı. Lütfi Kırdar Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya ben de gittim ve gözlemledim. Bu yazıda hem gözlemlerimi paylaşacağım hem de ekonomi vizyonuyla ilgili değerlendirmelerde bulunacağım. 

Öncelikle çok kalabalık bir toplantıydı. CHP örgütleri her yerden akın akın salona gelmişti. İğne atsan yere düşmezdi. İstanbul’da hava oldukça soğuktu ama buna rağmen yüzlerce insan büyük bir merakla ve beklentiyle salonu doldurmuştu. 

CHP Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak’ın sunumunda belirttiği üzere açıklananlar gerçekten de yeni nesil bir kalkınma vizyonuna işaret ediyor. Yeşil ve dijital dönüşüm, yoksulluk ve güvencesizlikle mücadele, yeni nesil teknolojik atılımlarla Türkiye ekonomisinin çehresinin dönüştürülmesi sözü ya da yeni kamuculuk. Tüm bunlar çağımızda artık ideal konseptler. 

Tabii esas zorluk bunların operasyonunda yani hayata geçmesinde. Bunları hayata geçirebilecek operasyonel bir kadroya ihtiyaç var. Demek istediğim teorik anlamda Türkiye vizyonu için söylenenler iyi niyetli ve içinde bulunduğumuz durumdan çok daha iyisini gösteriyor. Bu açıdan CHP’nin oluşturduğu beyin kadrosu ya da vitrini de oldukça iyi. Daron Acemoğlu, Refet Gürkaynak, Hacer Foggo, Faik Öztrak, Selin Sayek Böke, Hakan Kara, Jeremy Rifkin, Ufuk Akciğit gibi kendi alanında uzman ve dahası dünyaca tanınan akademisyenler var kadroda. Ama yine de bunları uygulayacak olanlar bu isimlerden ziyade nitelikli uzmanlar ve kadrolar. Tabii kararın alınması da cesur siyasetçiye düşer. 

Toplantıya ve içeriğe geçmeden önce Jeremy Rifkin ile ilgili bir not. Kendisi Kemal Kılıçdaroğlu’nun Endüstriyel Dönüşümden sorumlu danışmanı olmuş. Kılıçdaroğlu’nun bunu söylerken sesindeki özgüveni ve gururu duymamak için sağır olmak gerekir sanırım. Rifkin büyük bir değer ve Kemal Bey’in de dediği gibi kendisi daha önce Çin ve Almanya devlet başkanlarına danışmanlık yapmış biri. İlginçtir, Rifkin adı geçmeden önce onun La Fin du Travail (Çalışmanın Sonu) kitabını almış ve okuyordum. Neyin ne olduğunu küresel açıdan çok iyi tespit eden biri. 

Ancak toplantının Rifkin ile başlaması bana kalırsa büyük bir enerji kaybı getirdi. Keşke daha sonra konuşsaydı dedim, İngilizce bir sunum ve dahası toplumun birincil endişesi hakkında değildi sunumu. İklim değişikliğinin etkileri üzerineydi. Öte yandan, biz farkında değiliz ama bu birinci endişemiz olacak yakında. Batı’da gençler iklim değişikliğinden konuşurken yürekten ve içten konuşuyorlar, gözleri doluyor. Bir zamanların sol dalgası gibi bu da toplumda önümüzdeki yıllarda yer edinecek. 

Toplantıyla ilgili ikinci bir eleştiri ise süreler. Kamuoyuyla vizyonun paylaşılacağı bir toplantıda akademisyenlerin detaylara inerek bu kadar uzun bir konuşma yapması dikkati dağıttı. Vitrinin kendini tanıtması kısa söylemlerle ana vizyona destek vermesi ve ana vizyonun da Kemal Bey tarafından seslendirilmesi daha iyi olurdu. Fakat anlıyorum ki hem uzmanlara büyük saygı var hem de uzun zamandır “CHP ne öneriyor, somut söylemleri nedir bilmiyoruz” eleştirileri belli ki büyük baskı oluşturmuş. Bu iki durum bana kalırsa uzun sunumlara yol açtı. “Bırakın hocalar konuşsunlar” kararı alınmış. Ama bu uzun konuşmaların olayın büyüklüğünü engellemesi ve parçalaması endişesine karşı son derece dikkatli olan ve gereğini yapmaya çalışan CHP’li bir kadro vardı. Kemal Bey dahil olmak üzere, Selin Sayek Böke, Faik Öztrak ve Hacer Foggo kısa, öz ve kuvvetli mesajlar verdiler. Mükemmel bir uyum var mıydı, yoktu. Fakat mesele zaten CHP’nin nasıl bir vizyona sahip olduğunu görmekti. 

Kılıçdaroğlu açılış konuşmasında çıktığı yolculuğun bir vizyon yolculuğu olduğunu ve bu yoldan asla vazgeçmeyeceğini açıkladı. Bu Kılıçdaroğlu’nun adaylığa başkoyduğunu ve bu yoldan geri dönmeyeceğini gösteriyor bana. İlginç olansa dünyanın dört bir yanındaki vatansever bilim insanlarıyla beraber güçlü ve üreten bir Türkiye için 7/24 çalışılacağını söylemesiydi. Kılıçdaroğlu yurtdışındaki nitelikli insanlara büyük önem veriyor ve kafasındaki yeni Türkiye’nin bu insanlar haricinde kurulmayacağını ilan etti. Bazıları buna ve açıklananlara ikincil, üçüncül önem atfedebilir. Kalkınmanın ve nitelikli insanlara yapılan vurgunun her zaman Cumhuriyetçi ve ilerici bir yönü vardır, bu kasları güçlü olmayanların ya da bu kası zayıflayanların değer verebileceği ya da takdir edebileceği bir şey değil bu ne yazıkki. Cumhuriyete ve dayanışmaya halen önem veren bir vatandaş olarak benim için son derece önemli çünkü başka yolumuzun olmadığını düşünenlerdenim. Kalkınma olmadan demokratikleşme, demokratikleşme olmadan kalkınma olamaz. Bir yerde patlar. 

Jeremy Rifkin’ın uzun ve Türkiye gündeminde henüz yer bulamayan iklim meselesinden yola çıkan konuşması her ne kadar izleyicilerin dikkatini dağıtsa da Rifkin önemli bir tespıt yaptı bence. Özellikle “gençler” geçmişe damgasını vuran kimlikleri gölgeye alıyor ve yeni bir “tür” savunması yapıyorlar dedi. Bana kalırsa CHP gençler arasında yeni vizyonunu yayacaksa eski kimliklere dayanarak değil çoklu bir kimlikle ama cumhuriyetçi bir şekilde bunu yapmalı. Rifkin ayrıca Türkiye’nin dünyaya örnek olacak potansiyeli olduğunu vurguladı. Sonuna kadar katılıyorum, yeter ki siyasi irade ve cesaret olsun. 

Hemen ardından sahne alan Faik Öztrak’ın konuşması oldukça sade ve nokta atışıydı bana kalırsa. Coşkudan yoksundu ama Faik Bey’den de bunu bekleyemeyiz sanırım. Yukarıda zaten yazmıştım ama yeni nesil kalkınma stratejisi ve diğer söylemler operasyonel kadroların elinde Türkiye iş piyasaları ve toplumu için çok önemli bir güce dönüşebilir. 

Hacer Foggo’nun ve Selin Sayek Böke’nin söylemlerini de aynı şekilde son derece kuvvetli buluyorum. Foggo’nun yoksullukla mücadele ve sosyal politika vurgusu ile Böke’nin sosyal adalet vurgusu tahmin ediyorum ekonomik güvence üstbaşlığında birleşiyor. Böke’nin kamu ve kamuculuk vurgusunu bir kez daha yapması, Foggo’nun Aile Destekleri Sigortası Kurumu’nun kurulacağını açıklaması ve sosyal yardımları insani şekilde artıracağı vaadinde bulunması yeni dönemin kamucu bir vizyona sahip olabileceğini açıkça gösteriyor. Ben altı yıldır bu çizgideyim, piyasacı danışmanlar düşünsünler. Herhalde “bunlar 1980’de kalmış abi” demişlerdir. Ama dünyada şu an yaşanan kamucu dalga bizim aslında yeni bir dönemin eşiğinde olduğumuzu gösteriyor ki dünkü sunumlar CHP’nin buna önemli bir katkı sunabileceğine işaret ediyor. Diğer hocaların da oldukça önemli ve akademik sunumları söz konusuydu. 

Sonuç olarak, CHP dönüşüm vizyonunu bize gösteren bir beyin kadrosunu dün kamuoyuyla paylaştı. Ayrıca kamuoyunu aylardır meşgul eden katır kutur bir aday tartışması dışında bir yazıya ve tartışmaya bizi sevk ettiği için de ayrıca müteşekkirim. CHP’nin açıkladığı başlıkların çoğunda Altılı Masa ve muhalefetle ortaklaştığını düşünüyorum. Altılı Masa’nın bileşenleri özellikle DEVA, İYİ Parti, Gelecek Partisi benzer başlıklar ve önerilerde bulundu. Kamuculuk ve piyasacılık ayrışan yönler olabilir ama halledilemez bir mesele olmadığını düşünüyorum. Mesele bunları devlette uygulayabilecek nitelikli ve operasyonel kadro. Kadro olmadan hiçbir adım atılamaz. O kadronun kim olacağına da iktidarı alacak ittifak ve onun adayı karar verecek. Sıkıcı, zor, inişli çıkışlı bir yedi ay var önümüzde. Ne güzel yazıyordum, şimdi içeri gidip siyasetsever ve siyasal endişeli tanıdıklarla bir yıldır yaptığım aday tartışmasını yapayım, herkese iyi pazarlar. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.