Gürkan Çakıroğlu yazdı – Hangisi daha önemli: İYİ Parti’nin oyunu artırması mı, İmamoğlu’nun İstanbul’u kazanması mı?

Ne tarafa çekilirse o tarafa giden, kim tutarsa elinde kalan siyasi partiye ne denir? Siyasette ittifaklar veya işbirlikleri her zaman olmuştur, olacaktır da. Lakin ittifaklar siyasi partilerin rantı için değil milletin rızası için yapılıyorsa hak olur. Halka rağmen, halka karşı yapılan siyaset, 14 Mayıs’ta olduğu gibi 31 Mart’ta sandıktan döner. Tıpkı dört yıl önce döndüğü gibi. Halkla inatlaşılmaz.

CHP ve İYİ Parti arasında, malum genel seçimlerde olduğu gibi bir ittifak kurulması için kalemlerinden hakaret dahil her türlü kiri pası akıtan arkadaşlar akıldan ve muhakemeden yoksun hareket ediyorlar. İttifak kurulmasını istedikleri partiyi sabah akşam aşağılayarak, tehdit ederek ve küçümseyerek kurulması olası bir ittifakın da ölü doğacağını ve sandığa gömüleceğini idrak edemiyorlar mı? Niyetleri şüphesiz iyidir lakin bu neticeyi değiştirmiyor maalesef.

Gelelim Ekrem Bey’e (İmamoğlu). Riyakarlık yakışmıyor Ekrem Bey. Yapmayın. Siz bu memlekette Selahattin Demirtaş ve Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte halkta karşılığı olan üç liderden birisiniz. Neden halkı unuttunuz? Kim unutturdu size? Cumhurbaşkanlığı adaylığı için koşturdunuz, CHP Genel Başkanlığı için koşturdunuz; olmadı delegelerin peşinde koşturdunuz ve şimdi de ittifakın peşinde koşturuyorsunuz. Her şeyin ve herkesin peşinden koştunuz da kardeşim bir kere olsun halkın peşinden koşmadınız. Üstelik halkın size olan teveccühüne rağmen. Üstelik halkın sizinle olması kâfi iken. 14-28 Mayıs’ı yaşamanıza rağmen akabinde yine Kemal Bey’in “cambaz” siyasetini sürdürecektiniz madem neden “değişim” diyerek milletin kafasını ütülediniz kardeşim?

Meral Hanım’a (Akşener) gelecek olursak durum daha da vahim. 3-6 Mart’ta yaşananlar ortada. Milletin buna yönelik reaksiyonu da ortada. Sandık en iyi öğretmendir siyasetçi için. Hiç mi ders almadınız? İYİ Parti olarak seçim sonrası ortaya çıkıp “Biz milleti perişan eden bu zehirli kutuplaşmayı bitireceğiz” dedikten ve “GİK kararı aldık, 81 ilde hür ve müstakil İYİ Parti” sloganını attıktan sonra dönüp dolaşıp, üstelik “arkadan dolaşarak” ve milletten gizleyerek kurulacak ittifakın kime ne faydası var? İYİ Parti’de GİK’in ibresi mi bozuk da üç-beş ayda bir yön değiştiriyor?

İttifaklar kurulur, lakin artıyorum derken azaltan, ittifak kurulan partilerin özgül ağırlıklarını ortadan kaldıran işbirliğine ne denir? Bir avuç insan belediye başkanı olacak ve çevresini ihya edecek diye milyonların refahına sekte vurulur mu? Yazık değil mi millete? Türkiye İstanbul’dan ibaret de bizim mi haberimiz yok?

Oysa ki Ekrem Bey’in İstanbul’u, İYİ Parti’nin Türkiye’yi kazanacağı bir siyasi yolculuk da pek tabii mümkün. İYİ Parti için önümüzdeki yerel seçimler genel seçim havasında geçecek ve rüştünü ispat etmesi için önemli bir fırsat sunacak. İYİ Parti’nin 31 Mart’ta Türkiye genelinde yüzde 12-15 arası bir oya ulaşması Türkiye’nin normalleşmesi için Ekrem Bey’in İstanbul’u kazanmasından çok daha hayati önem arz ediyor. Zira bunun gerçekleşmesi halinde kutuplaşmanın yarattığı buzullar erimeye başlayacak ve millete bir çıkış yolu doğacak.

Açık konuşacağım. Saadet Partisi İstanbul-Ankara özelinde aday çıkarmalı. Ama çıkarmış olmak için değil. Kendi mahallesinde sevilen, sayılan, siyaseti bilen ve seçimlere var gücüyle asılacak bir aday çıkarmalı.

İYİ Parti de İstanbul-Ankara özelinde aday çıkarmalı. Ama çıkarmış olmak için değil. İyi, dürüst bir Türk milliyetçisi olan ve tabii kendi mahallesinde de sayılan, sevilen birisi olmalı. Genel merkez ise üzerindeki ölü toprağını atıp millet aşkına yollara düşmeli ve halkın rızasını aramalı, Ekrem Bey’in değil.

CHP için Saadet Partisi ve İYİ Parti ile ittifak hem bu partileri öldürüyor hem de HEDEP ile sağlanacak olası bir işbirliğinin söylem potansiyelini düşürüyor. DEVA ve Gelecek partilerinin de kendi yollarına bakmaları herkesin hayrına. Kendi adayları ile çıkmaları halinde zor da olsa AK Parti’den yüzde 1-2 oy alma ihtimalleri var. Diğer türlü CHP’ye bir şey katamayacakları gibi olası yüzde 1-2’lerinin yok olma ihtimali de oldukça yüksek. Birileri kazanıp millet kaybedeceğine, birileri kaybetsin millet kazansın.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.