Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Gürkan Çakıroğlu yazdı: Kürtlerin devleti

Son günlerde DEM Partisi, PKK ve Öcalan tartışmaları üzerinden raydan çıkarılan Kürt meselesine dair Türkiye’nin bu topraklara kök salmış bin yıllık devlet aklı ne zaman devreye girecek diye umutla bekliyorum. 100 yıllık dalgalanmanın bir an evvel mütareke ile neticelenmesini Allah’tan niyaz ediyorum. Zira tarihin akışına direnmek, gerçekle inatlaşmak, hakka riayet etmemek acıdan başka bir şey getirmedi, getirmeyecek.

Mezopotamya, Maveraünnehir, Anadolu genelinde ve Kürdistan özelinde 25 milyondan fazla Kürt kardeşimiz yaşıyor. Ve Kürtlerin devleti yok. Türk ile Kürt arasındaki ittifakın, birlikteliğin, iç içe geçmişliğin de dünyada başkaca bir örneği yok. Hal bu iken yapılması gerekenler: DEM Partisi’ni terörize etmek değil, meşveret ve müzakere içerisinde Ankara’ya dahil etmek; Rojava’yı bombalamak değil, bilakis güvenlik dahil ihtiyaç duydukları her alanda oradakilere destek vermek; Öcalan’ı tecrit etmek değil, süreçlere katkısı olacaksa eğer mümkün olan her şekilde onunla diyalog kurmak.

İşte bunların olması halinde Kürtlerin olmayan devleti Türkiye Cumhuriyeti devleti olabilir. Ve bu olursa Türkiye kardeş kavgasının son bulduğu, adaletle yönetilen, siyasetin korkuya değil rızaya dayalı yapıldığı, milletinin refah içinde olduğu, bölgesinde ve dünyada söz sahibi olan bir ülke olabilir. Selahattin Demirtaş’ın cumhurbaşkanı olabildiği bir Türkiye değil sadece Türk’ün veya Kürt’ün, Balkanlar ve Ortadoğu coğrafyası dahil dünyada birçok milletin umudu olabilir. İnsanlığa ışık tutabilir.

Demokrasiyi menfaatin temini için değil de hakkın teslimi için istersek işte ancak o vakit tüm tecavüzlere açık olan demokrasimiz hâkim ve emin kılınabilir. Türkiye sahip olduğu kuvveti kudrete inkılap ettirebilir. Türk’ün birikimi Kürt’ün dinamizmi ile birleşirse ortaya çıkacak demokratik modernleşme önümüzdeki 200 yıllık zaman diliminde dünya tarihine damgasını vurabilir.

Tefekkürü, tasavvuru, tahayyülü ne zaman bıraktı Türk? Türk ne zaman küçük düşünür oldu? Ne zaman Kürt, Türk için öteki oldu? Bize dayatılan bu sınırlar, bize dayatılan çatısı dar bu cumhuriyet artık bizi taşıyamamakta. Ya bir olup, birbirimizden taraf olup “olacağız” ya da ayrı düşüp, karşı karşıya gelip “öleceğiz”. Bunun ortası yok.

Islahat, Tanzimat, reformlar ve inkılaplar… Hepsini denedik lakin bir türlü ayağa kalkamadık. Bir şeyler eksik. Belki de en başa dönmeliyiz. Nereden geldik, nasıl geldik? Tek başına kılıç mı oldu bizi buralarda yerleşik kılan? Moğol da geldi o vakit ama kalamadı. Roma duramadı. Kılıçla alırsın ama kılıçla kalamazsın. Türk öteki ile kurabildiği dille, müşterek yürüdüğü yolla ayakta kalabildi. Unutturulanları, unuttuklarımızı hatırlamaya ihtiyacımız var.

Siyaset mevcut hali ile millete kötülük ediyor. Birilerinin “eyalet sistemini tartışalım” demesiyle ayrışmaz bu millet, bu kadar aciz değiliz çok şükür. Lakin başka birilerinin milyonlarca vatandaşın iradesi olan partiye “meşruiyeti yoktur” demesiyle ayrışır. Kim bölücü? Yok sayan kim? Sabahtan akşama kadar eleştirmek dururken ve hakken, bir parti üzerinden milyonları ötekileştirmek niye?

DEM Partisi’ni terörize etmeyi bırakın da parti memleketin Batısında da oyunu artırsın, DEM Partisi’ni terörize etmeyi bırakıp rıza temelli siyaset yapın ki sizin de Doğu’da oyunuz artsın. Bunların olması demek parçalanma paranoyalarının, komplekslerin, kutuplaştırıcı dilin ortadan kalkması demek; güçlü bir Türkiye demek. Aksini kim iddia ediyorsa, buyursun konuşsun. Milletin hakkını, milletin evlatlarını kişisel menfaatlerinize kurban etmeyin.

Kürtlerin de devleti olabilir Türkiye. Türkleri sömürmeden de onlara devletlik yapabilir Türkiye. Türkiye zayıf olduğu için Filistin’de, Doğu Türkistan’da on binlerce insan ölüyor. Bu ölümleri durdurabilir büyük ve güçlü Türkiye. Siyasete ve devlete musallat olmuş köhnemiş zihniyetin prangalarını kırabilirse Türkiye, var son bir sözü daha bu toprakların insanlığa.

Yargılamaya değil yarlıganmaya ihtiyacımız var. Kim olduğumuzu unutturdular, bozkurtları mankurtlaştırdılar. Atiye giden yol maziden geçiyor. Hatırlamamız lazım. Kızıl elma ne içindi? Neden İslam’ın sancağını devraldık? Onlarca asır aştık da bu asırda neden tıkandık? Siyaset ehlinin ve devlet ricalinin milletin hakkı ve rızası için artık bir nebze de olsa bunları düşünmesi lazım…

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.