Malazgirt Zaferi’nin 953. yıldönümü törenleri bu yıl, öncekilerden daha güçlü bir şekilde siyasi iktidarın gövde gösterisine dönüştü. Ama en çok iki fotoğraf konuşuldu. Bunlardan ilki 25 Ağustos Pazar günü Bitlis’in Ahlat ilçesindeki Selçuklu Mezarlığı ziyaretinde çekildi. Fotoğraf soldan sağa şöyleydi: BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, yanında AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Hava Kuvvetleri Komutanı Ziya Cemal Kadıoğlu ve HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu.
Bu fotoğraf bize aynı anda çok şey söyledi:
- Erdoğan her vesileyle “milli birlik ve beraberlik” dese de Malazgirt Zaferi gibi bir olaya muhalefeti dahil etmeyerek kutuplaşma stratejisini sürdürdüğünü gösterdi.
- BBP de Cumhur İttifakı’nın bileşen sayısını artırmaktan duyduğu mutluluğu muhafaza ediyor.
- Son yerel seçimlere kendi başına girmesine rağmen HÜDA PAR hâlâ Cumhur İttifakı’nın bir parçası. Hem de çok önemli bir parçası.
- Buna karşılık Yeniden Refah Partisi’nin Cumhur İttifakı’ndan koptuğu tescillenmiş durumda.
- En önemlisi, iki kuvvet komutanının varlığı, ordunun da bu iktidar koalisyonun önemli bir bileşeni olduğunu teyit etti.en çok, kuvvet komutanlarının Yapıcıoğlu ile birlikte aynı kareye girdikleri için eleştirildi.
Komutanlar nerede?
Bu fotoğraf en çok kuvvet komutanlarının HÜDA PAR ile aynı kare içinde yer aldığı için eleştirildi. Nitekim ertesi günü Ahlat Malazgirt Milli Park Alanı’nda düzenlenen kutlama programının sonunda kuvvet komutanları adları anons edilmesine rağmen platforma çıkmadığı yolunda haberler yapıldı ve bu durum önceki fotoğrafla ilişkilendirildi.
T.C. İletişim Başkanlığı bünyesinde bulunan Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM) ise iddiaların asılsız olduğunu kuvvet komutanlarının da sahneye çıktığını ancak sahnenin uzunluğu nedeniyle görüntülerin kaydedilirken kadrajın dışında kaldıklarını belirtti. Buna karşılık Habertürk’ün eriştiği Milli Savunma Bakanı (MSB) kaynakları ise kuvvet komutanlarının kalabalık nedeniyle sahneye geç kaldıklarını, sahneye çıkmama gibi bir durumun söz konusu olmadığını, komutanların sahnede oldukları anda protokolün dağıldığını söyledi.
MHP-HÜDA PAR ilişkisi
Kuvvet komutanlarının son günlerde iyice artan siyasetle bu denli içli dışlı olma görüntülerinin toplumun bir kesiminde tepki görmesi doğal. Tabii HÜDA PAR söz konusu olunca bu tepkiler daha da artıyor: TSK’nın o fotoğrafta olduğu gibi HÜDA PAR lideriyle yan yana olması eşyanın tabiatına aykırı görülüyor.
Ama TSK kadar, belki ondan daha fazla, BBP’nin, daha önemlisi MHP’nin HÜDA PAR ile aynı şemsiye altında bulunması ilk bakışta akıllara ziyan bir durum gibi gözüküyor. Kendilerinin “resmen” yalanladıkları Hizbullah’ın devamı olması durumunu bir kenara bırakacak olsak bile, 2012 yılının Aralık ayında kurulan HÜDA PAR’ın her resmi belgesinde, üst düzey yöneticilerinin yaptıkları her açıklamada savundukları görüşler MHP ile taban tabana zıt.
Benzer bir durum MHP için de geçerli. Öyle ki, her iki partinin de ana varlık sebeplerinden birinin, diğeriyle mücadele etmek, hatta diğerini yok etmek olduğunu pekala söyleyebiliriz. Ama 26 Ağustos’taki ikinci fotoğrafa baktığınızda Bahçeli ve Yapıcıoğlu’nun yanyana durduklarını ve birbirlerinin ellerini havaya kaldırdıklarını görüyoruz.
“Devlet aklı”
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
İnsanın aklına, benim de çok sevdiğim ve sık kullandığım, Mahir Çayan’ın “Ayrılar ayrı yerde, aynılar aynı yerde” geliyor. Bu fotoğraf yoksa Çayan’ı haksız mı çıkarıyor? Sanmıyorum. İsterseniz sözü Süleyman Soylu’ya bırakalım, o bize 2023 seçimleri öncesi HÜDA PAR’ın neden iktidar koalisyonuna dahil edildiğini anlatsın:
“HÜDA PAR meselesine farklı bakıldığını, HÜDA PAR meselesinin oyla değerlendirilmesinin doğru olmadığı kanaatindeyim. Bu seçimin kendine ait bir gelecek, beka meselesi olduğunu önceden beri tartışıyoruz. HÜDA PAR meselesine böyle bakın. Bir HDP var. PKK’ya endeksli HDP. Bir de HÜDA PAR var. Biz HÜDA PAR’ı bizi destekleyecek noktaya almasak, HÜDA PAR’a kim teklif yaptı? HDP, CHP yaptı mı? Yaptı. Biz HÜDA PAR’ı o tarafa bıraksaydık ne yapmış olacaktık? HDP muhafazakâr değerlerden uzak, seküler bir yapı. Birtakım dini duyarlılıklardan uzak siyasi parti. O duyarlılıkları ortadan kaldırmaya atılan adımlar. HÜDA PAR’la ilgili şu adım atılmıştır, çok nettir; bir muhafazakâr anlayış. HÜDA PAR anti-Amerikancıdır. HÜDA PAR’ın terörle iltisakı yoktur. Tayyip Erdoğan’ın attığı HÜDA PAR adımı Türkiye’nin 20-30 yıl içerisinde Doğu ve Güneydoğu’da muhafazakâr politika açısından yalnız kalan, kendi kodlarına dönmeye çalışan AK Parti ve Tayyip Erdoğan bu dönemin en büyük akıllarından bir tanesi olduğunu göreceksiniz. Bu çok güçlü bir sosyolojik adımdır ve büyük bir devlet aklıdır.”
Yazıyı şöyle bitirirsek yanlış yapmış olur muyuz? Aslında pek de ayrı değillermiş, ayrı gibi görünmeyi tercih etmişler, ama öyle bir gün gelmiş ki “aynı” olduklarını alenen ilan etmek zorunda kalmışlar.