Doğa Üründül yazdı: Evet sayın seyirciler tenis maçına “kar” arası veriyoruz… 2 bin 300 rakımlı yerde tenis şöleni (!) | Eski milli tenisçi İpek Şenoğlu’na sordum

Güzel ülkemiz, bahar aylarında dört mevsimi de farklı şehirlerinde yaşaması ile ünlüdür. Bu duruma ilk ayılan “TELEVOLE” olmuştu. VTR’lerdeki dış ses Antalya’da denize girenler ve Kayseri’de kayak yapanlar için anons geçerdi: “Antalya’da denize giriyorlar, Erciyes’te kayak yapıyorlar” diye.

Türkiye'de aynı anda kar tatili ve deniz tatili yapılabiliyor
Türkiye’de aynı anda kar tatili ve deniz tatili yapabilirsiniz

Kayseri’deki Erciyes Dağı’nda sonbaharda kayak yapılır, snowboard yapılır, dağda sucuk yenir… Mesela enteresan Rus adetleriniz yoksa mayo ile kara atlanmaz, o yükseklikte nefes almak zorlaştığı için basketbol kolay kolay oynanmaz… Bir de şey… Çok affedersiniz açık hava sporu olduğu için Ekim ve Kasım’da “tenis” oynanmaz… 

Nasıl olduysa, yap, işlet bir ihtimal devret veya devretme modeli ile Megasaray 2 bin 300 rakımlı yere tenis tesisi kurdu. İrtifa kampı açısından kötü bir fikir değil. Kısaca anlatmak gerekirse; yüksek irtifa antrenmanları sporcularda performans ve dayanıklılığı artırıcı yönde etki yapar. İrtifa eğitiminin genel mantığı, kırmızı kan hücresi sayısını artırarak oksijeni akciğerlerden kaslara taşımak için mevcut olan hemoglobin miktarını arttırmaktır.

1700-2400 rakım arasında sporcuların geçireceği 3 hafta ciddi performanslar artışları sağlar. Özellikle de turnuvalar öncesinde birçok futbol takımı bu metodu uygular. Lakin kışın açık havada oynanan ve oynayanların rahat-esnek kıyafetler giyindiği bir sporda dış etkenlerin en aza indirgenmesi gerekir.

Tenis dış etkenlerin en minimum seviyeye indirilmeye çalışılan spordur. Yağmur yağdığında maçlar yapılmaz, bırakın kar yağmasını belli şiddette rüzgâr çıktığında maç ertelenir… Hatta seyircilerin sesini yükseltmesi bile korttakiler için konsantrasyon kaybı olacağı için herkes sessizce maçını izler. 

2 bin 300 rakımlık yerdeki tenis kortları
2 bin 300 rakımlık yerdeki tenis kortları

Devletten kort yapacağım diye hibe veya teşvik aldıysanız kendinizi aklamanız için yapmanız gereken yöntem çok basit: Tesiste turnuva düzenleyerek “faal” olduğunu kanıtlamak. İşte herkesin kafasındaki soru işareti. Bu mevsimde turnuva verilmesinin sebebi bu mu acaba?

Teniste WTA kadınlar tenisinin, ATP erkekler tenisinin büyük patronları arasında iken Uluslararası Tenis Federasyonu yani kısaca ITF (International Tennis Federation) ise belli bir seviyeye kadar turnuvalar ve Grand Slamler’in lisans sahibi olmasının dışında, veteran (masters) oyuncuların veya genç yıldız adaylarının kendisini göstermeye çalıştığı organizasyonları da düzenleyen federasyondur.

ITF, erkeklerde Davis Cup, kadınlarda Billie Jean King Cup karışık takım da Hopman Cup’ı düzenleyen kuruluş. Bünyelerindeki en özel organizasyon ise Olimpiyatlar. Avustralya Açık ile başlayan tenis sezonu, Roland Garros öncesi toprak kort turnuvaları ve sonrasında da Wimbledon önce çim kort turnuvalarına katılır tenisçiler. En son da ABD Açık öncesi sert kort turnuvalarında boy gösterirler. Kayseri’de elbette tenis turnuvası yapılır ama bu mevsimde yapılmaz. Acele ile ITF’nin ikna edilip turnuva düzenlenmesi ise tek kelime ile Türkiye Tenis Federasyonu (TTF) ve Megasaray tarafından “kortu aklama” çabası olarak gözüküyor.

TTF (Türkiye Tenis Fedarasyonu), eksi milli tenisçi İpek Şenoğlu’nun konuyu gündeme getirmesi üzerine cevap yazmıştı: “Megasaray Tenis Akademi ve Megasaray Otelleri yeni tesisiyle de tenise yatırımı katkılarını sürdürmektedir”. Peki TTF eğer özel bir şirket yaptıysa bu tenis kortunu neden cansiperane savunur? Kar yağdı tesise ve ITF Uluslararası Tenis Turnuvası müsabakalarına ara verilmek zorunda kalındı.

Merak ettim ve konuya daha hâkim olan birine sormak istedim…

Türkiye’nin WTA düzeyinde final oynayan ilk tenisçisi olan eski milli sporcu İpek Şenoğlu’na beş adet soru gönderdim ve kendisi kırmayarak cevaplarını yolladı.

– Megasaray, bu tesisi yaparken TTF’den para aldı mı? Hibe tarzı…

İpek Şenoğlu: İnanın ben de bilmiyorum. TTF yetkililerine açıkça sosyal medyadan sordum ama tabii ki cevap gelmedi.

– Neden Kayseri’ye yaptılar bu tesisi? Orada gördüğüm kadarıyla Megasaray Otelleri’nin kayak tesisi de var…

İpek Şenoğlu: Kayseri de tesisin yapılmasında bence sorun yok. Kayseri Avrupa’nın sayılı spor merkezlerinden biri olmanın yolunda olan bir şehrimiz. Sadece tenis değil birçok farklı spor dalında hem tesisler yapılıyor hem de dünya çapında organizasyonlar düzenleniyor. 

Burada bana göre esas sorun ve sormamız gereken soru; Tenis Federasyonumuzun daha önce farklı birçok yatırımcıya turnuva sözü vererek tesis yaptırıp sonra bakanlığımıza dönüp “bakın tenisi geliştiriyoruz” diye açıklama yapması…. 

Eski milli tenisçi İpek Şenoğlu
Eski milli tenisçi İpek Şenoğlu

Bu iş böyle yürüyemez! Adaletli şekilde gerçekten sporcularımız ve diğer iştiraklerimiz için kazan/kazan modelini oluşturmak gerekiyor. Tesis yapmak bir bütçe işi. Megasaray Otelleri dediğiniz gibi Kayseri’deki otelinin kullanımının sadece kışta kalmaması için tenis kortları yapabilir. Bu şekilde yaz aylarını da canlandırmayı hedeflemiş olabilir. Buna da ne ben, ne siz bir şey diyemeyiz. Ancak durum sadece böyle olsaydı ve turnuva motivasyonu olmasaydı, ya da sadece yazın uygun olan birkaç hafta için turnuva sözü olsaydı kort sayısı bu kadar fazla olmazdı. 

Benim itirazım; yatırımcımızın daha doğru yönlendirilmesi. Daha önce de gördük. Bu tarz tesisler kort sayısına ve kulüpleşmeye yönlendirilip delege haline getiriliyor. Haliyle benim kızdığım ve yanlış bulduğum sistem, TTF’nin son birkaç yıldır “tenisi geliştiriyoruz” adı altında aldığı yanlış kararlar ve yaptığı yanlış yönlendirmeler. Konu asla Megasaray değil nitekim kendilerinin Antalya’daki tesisinde ben de düzenli turnuva oynuyorum, tesis başarılı. 

– Bu mevsimde Kayseri’de kar yağma ihtimalinin olduğunu ITF (Uluslararası Tenis Federasyonu) bilmiyor mu? TTF bu tesisi aklamak için ITF’yi nasıl ikna etti? 

İpek Şenoğlu: ITF hata yapmış. Düzeltir seneye. ITF’nin önceliği ne kadar çok turnuvadan lisans parası aldığı ve turnuva sayısı. Ancak bu soğukta sporcularımızın sakatlanma riski bizi bağlar. Tabii ki gençler Türkiye’de ve ucuz diye gittiler oynuyorlar. Allah’a emanet…

– TTF tesisi neden aklama çabasında eğer Megasaray gibi özel bir şirket yaptıysa?

İpek Şenoğlu: Bunu muhatap bulursanız sorar mısınız başkana? Umarım yakında bitecek… Ben federasyonumuzun bu yönetim adı altında hiç “biz hata yaptık” dediğini görmedim.  Bir de olayı sanki ben Kayseri’yi ve Megasaray’ı eleştiriyormuşum gibi aktarmaya çalıştılar. 

– Giden sporcular arasında size ulaşan oldu mu?

İpek Şenoğlu: Tabii ki… Herkes dalga geçiyor. Yabancı çocuklar da Türkler de bana ulaştı. Ama korku cumhuriyeti camiamızda, federasyon bana tavır alır derdi ile susanlar çok. Doğruya doğru, yanlışa yanlış denmedikçe, bu kişi bizden o yüzden koruyalım dediğimiz sürece bir arpa boyu yol alamayız. 

Eski milli tenisçi İpek Şenoğlu’nun da dediği gibi konunun iki boyutu var. Megasaray ile Türkiye Tenis Federasyonu ilişkisi ve gelen yatırımcının yönlendirilmesi. Tenis gibi bir sporun yayılması için kortların doğru yerlerde gerçekçi miktarda çoğalması ve halka açık yani ulaşılabilir olması, federasyonun öncelikli görevi olmalı. Kayseri’de 2 bin 300 rakımdaki bu kadar çok tenis kortunun aktif kullanılacağına inanıyorsanız, size anca Erciyes dağındaki kurtlar güler…

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.