Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ruşen Çakır yazdı: Ümit Özdağ neleri yakalamışa benziyor?

22 Nisan Cuma günü Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Ümit Özdağ’ı Medyascope’ta ağırladık ve yaklaşık 90 dakika süren bir söyleşi yaptık. Kendisine daha çok sosyal medya üzerinden gelen izleyici sorularını yönelttim. Bu söyleşinin ve Özdağ ile tanışıklığımızın öyküsünü önümüzdeki haftanın Gomaşinen’ine bırakıp olayın siyasi yönü üzerine bir şeyler yazmak istiyorum.

Öncelikle başlığa neden partisini değil de Özdağ’ın kendisini çıkarttığımı açıklamam gerek. Tabii ki daha yolun başında bir parti söz konusu, henüz ülke çapında örgütlenmesini tamamlayamamış ve Özdağ’dan başka öne çıkan pek bir isim yok. Bunun önde gelen nedeni Özdağ’ın İYİ Parti’den kopuşunun esas olarak bireysel olması. Öyle ki kendisiyle birlikte hareket etmiş gibi gözüken birkaç bildik isim de ya partiye katılmadı ya da kısa süre sonra partiden ayrıldı.

Yalnız olmanın avantajları

Özdağ şu aşamada yalnız olmanın avantajlarını kullanıyor. Örneğin partinin politikalarını sadece kendisi seslendiriyor. Aslında ana hatları belli olan ve süreç içinde şekillenen bir program söz konusu olduğu için birden fazla kişinin konuşması beklenmedik sorunlara yol açabilir.

Yalnız olmanın diğer bir avantajı, altılı masayı oluşturan muhalefet liderleri birbirlerinden rol çalmama kaygısıyla da olsa gerek tek başlarına birer lider profili çizmiyor ya da çizemiyorlar. Özdağ ise nerdeyse tüm sağ popülist hareketlerde olduğu gibi “tek adam” görüntüsünün nimetlerinden fazlasıyla yararlanıyor: Kimi zaman profesör kimliğini, kimi zaman her soruya hızlı ve sansürsüz bir şekilde cevap verebilmeye dayalı üslubunu, sık sık Türkçü/milliyetçi duruşunu ve tabii ki “üniter devletçi” yaklaşımını öne çıkartıyor.

Cevap arayanlara cevap

İnsanlar da onun bu yönlerinden herhangi birinin, kimi durumunda birden fazlasının, nadiren tümünün cazibesine kapılabiliyorlar. Karşımızda sadece ülkedeki sığınmacı sorunu üzerinden, onu kışkırtarak siyaset yapan bir sağcı siyasetçi yok. Her ne kadar çekirdekten ülkücü/milliyetçi hareket içerisinde yetişmiş olsa da bugün itibariyle toplumun farklı kesimlerine ulaşma potansiyeline sahip bir siyasetçi var. Gördüğüm kadarıyla Özdağ’ı popüler kılan esas şey muhalefetin birçok nedenle çok ağır yol alması, sahici sorunlara hızlı ve sahici çözüm üretmenin hayli uzağında olması, ittifak yapmanın avantajlarından yararlanmaktan ziyade dezavantajlarıyla boğuşması.

Özdağ sadece ortadaki ciddi muhalefet boşluğu ve ihtiyacından yararlanmıyor. Zaten iktidara çok sert muhalefet yaptığı da söylenmez. Bunun ilk akla gelen nedeni iktidar partilerinin tabanlarındaki kararsız seçmeni ürkütmemek olarak görünebilir ancak Özdağ’ın esas olarak iktidar tabanını değil de tavanını gözettiği kanısındayım. Örneğin yayınımızda “üniter devlet” konusunda Cumhur İttifakı bileşenlerinden MHP ve BBP’yi diğer tüm partilerle aynı kefeye koymamaya özen gösterdi.

Sığınmacılar sorunuyla nereye kadar?

Yayınımıza soru yollayan izleyiciler içinde, “Kendisinin sığınmacılar konusunda söylediklerini biliyor ve destekliyorum ama başta ekonomi olmak üzere diğer konularda ne düşündüğünü bilmiyorum” diyen bir kesim vardı ve Özdağ onların sorularını da cevapladı ama sığınmacılar konusunda yarattığı ilgiyi bu konularda yaratabildiğine pek emin değilim.

Özdağ da bir siyasi partinin sadece bu konuyla yola devam edemeyeceğini biliyor ama başlangıç aşamasında bunu sonuna kadar kullanmakta kararlı. Aslında sığınmacılar konusu farklı kesimlerden insanlar için de son derece işlevsel bir alan. Eğer “ırkçılıksa ırkçılık” diyebilme noktasına gelebiliyorlarsa devamını rahatlıkla getirebiliyorlar.

Fakat Özdağ’ın esas iddiası “üniter devlet”i yeniden inşa etmek. Her ne kadar bu konuda da farklı toplum kesimlerinden destek alabiliyor olsa da esas hedef kitlesinin devlet (ya da ondan geriye ne kaldıysa) olduğunu söyleyebiliriz. Toplumun kaygılarını kullanarak devlete göz kırpmanın muhakkak bir karşılığı olabilir ancak Zafer Partisi’nin (daha doğrusu Ümit Özdağ’ın) bu durumun ortaya çıkaracağı sorun ve krizleri aşması hiç de kolay olmayacaktır.   

Spotify’dan dinleyebilirsiniz:

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.