Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Alphan Telek yazdı: “Hodri meydan” ve “TV’de karşıma çık” arasında 12 yıl – Başka siyaset mümkün mü?

2023 seçimleri hızla yaklaşırken muhalefetin adayının kim olacağı sorusu halen belirsizliğini koruyor. Muhalefetin olası görünen üç adayı arasında Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığının son dönemde daha belirgin hale geldiği herkes tarafından kabul ediliyor. Cumhur İttifakı’nın adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise TBMM’deki son grup toplantısında Kılıçdaroğlu’na şöyle seslendi:

 “Hodri meydan, gücün yetiyorsa, yüreğin varsa, kendi özgür iradenle hareket edebiliyorsan seçimlerde çık karşımıza; birikimlerimizi, vizyonlarımızı, programlarımızı, projelerimizi, heyecanlarımızı yarıştıralım”.

Bunun karşısında Kılıçdaroğlu ise bu çağrıya şu karşılığı verdi:

“Erdoğan bugün yine bazı laflar etmişsin. Vizyonlarımızı karşılaştıralım demişsin… Korkmuyorsan, bir ‘prompter balonu’ olduğunun ortaya çıkmasından çekinmiyorsan, istediğin TV kanalında, önünde prompter, arkanda danışmanların, karşında sadece ben. Gel vizyon konuşalım”.

Amacım Erdoğan’ın karşısında kimi istediğini ya da istemeyeceğini tartışmak değil. Amacım birçok kişinin iddia ettiği üzere Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan karşısında galip gelemeyeceği iddiasını bir kez daha ortaya sermek de değil. Bu iddianın da ayrıca yersiz olduğu kanaatindeyim. Kılıçdaroğlu Türkiye’nin geleceği açısından iyi bir seçim programı sunar, toplumun farklı kesimlerine samimi şekilde seslenen toplumsal barış çağrıları yapar ve bunları topluma anlatmayı başarabilirse pekala bu seçimi kazanma gücünü haiz. Diğer adayların da bu noktada şanslarının olduğunu düşünüyorum. 

Ama mesele o değil. Biz “hodri meydan Kılıçdaroğlu” ile “yüreğin yetiyorsa gel TV’de karşıma çık Erdoğan” arasında 12 yıl tükettik. Amacım bunun siyaset adına, toplum adına hiçbir karşılığı olmadığını anlatmak. 

Aynı şeyi deneyip farklı sonuç beklemek

Erdoğan’ın hodri meydan sözü anlaşılabilir fakat amacı çoğunluğu elde etmek ve iktidara yürümek olan muhalefet liderinin boş gösteren söylemlerden, yıllarca denenmiş ve hiçbir sonuç vermemiş sözlerden uzak durması gerekir. Dahası, Türkiye’nin kader seçimi olan 2023 Haziran seçimlerine sekiz ay kalmışken geçmişin sonuçsuz söylemlerini tekrarlamanın ne anlamı var? Ne karşılığı var? Türkiye’de ne değişti de bu söylemlerin bugün karşılığı olabileceği düşünülüyor? 

Kılıçdaroğlu CHP yönetiminin başına geçmeden önce televizyon ekranlarında özellikle Melih Gökçek ile girdiği münazaralarda önemli bir popülarite kazanmıştı. CHP teşkilatı ve tabanında bu popülaritenin önemli bir eşik olduğunu düşünebiliriz. CHP’nin başına geçtikten sonra ise Kılıçdaroğlu düzenli olarak, belki de bugünlerin özgüveniyle Erdoğan’a sayısız kez “Kendine güveniyorsan TV’de karşıma çık Erdoğan” dedi. Erdoğan hangisine icabet etti? Bu icabetsiz kalma hali AKP saflarında bir kez olsun gedik açtı mı? CHP’ye destek kazandırdı mı? CHP’nin algısını değiştirdi mi? CHP’yi ya da Kılıçdaroğlu’nun kendisini daha güçlü kıldı mı? 

Erdoğan’la yapılan münakaşanın Türkiye’ye, alan açılmak istenen demokratik siyasete hiçbir katkısı olmadığını düşünüyorum. Dahası Erdoğan’la birebir polemiğe girmenin kutuplaştırmayı daha da derinleştireceğini ve bundan da sadece Erdoğan’ın yararlanacağı kanısındayım. Erdoğan polemik ve belagat sanatını kurduğu sultansı sistemle uyumlulaştırmış bir lider. Bu onun sahası. Buradaki her adım bu sistemi güçlendirmekten başka işe yaramıyor.

Öte yandan, muhalefetin yapması gereken – daha önce çoktan yapmalıydı – Erdoğan’ın varlığını unutmaktan geçiyor. Gabriel Garcia Marquez’in “Başkan Babamızın Sonbaharı” eserinin başlığında olduğu gibi Türkiye’nin sosyolojisi, Erdoğan’ın ve siyasetinin sonbahar yaşadığını söylüyor. Fakat yeni bir dönemin varlığı Erdoğan’la polemiğe girmekten, ona cevap yetiştirmekten değil, yeni Türkiye’yi, demokratik Türkiye’yi ve onun insanlara ne kazandıracağının anlatılmasından geçiyor. Bunun defaatle anlatılması ve dahası liderler tarafından anlaşılması gerekiyor. Aksi halde yapılanlar Erdoğan’ı ve kurduğu sistemi güçlendirmekten başka bir işe yaramıyor. Seçime kısa süre kala bunun yapılması ise insanı şüpheye itiyor. 

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.