Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Gürkan Çakıroğlu yazdı: Türkiye yüzyılı ve barış

Toplumu nefretle boğan siyaset ve yurttaşı zor ile sindiren devlet. Laiklik yedi önce demokrasiyi; sonrasında da dindarlık. Asırlar geçiyor ama biz hala aynı güne uyanmaya devam ediyoruz.

Acılar ve korkular miras gibi intikal ediyor babadan oğula. Ardına bakmadan yürüyemiyor toplum. Bu da güvensizliği tetikliyor. Refaha eremiyor yurdum insanı. Buna müsaade etmiyor sistem. Zira dert etmiyorlar dava güdüyorlar.

İmparatorluk bakiyesi olmanın verdiği kibir ve parçalanma paranoyasının yarattığı korku. Ne devlet ne de siyaset aşabiliyor bu kompleksleri. Bilakis topluma da zerk ediyorlar. Ucu tutulan yumağın bir türlü çözülememesi hep bundan.

Millete kızıyorlar. İnsanlar eşitliğe değil sistem tarafından kendilerine dayatılan hiyerarşik ilişkide altta kalmaya karşı. İçselleştirmeden atılan nutuklara yurttaşın karnı tok. Samimiyetin kokusu keskindir, halk anında alıverir. Yargılamak ve yaftalamak yerine anlamaya çalışmalıyız.

Toplum iyi bile dayanıyor bunca ayrıştırmaya, onca provokasyona. Mesafeleri aşamasa, uzakları yakın edemese de kırık dökükte olsa bir arada kalmayı başarıyor. Ama nereye kadar?

Halbuki Cumhuriyet’in asırlık tecrübesi üzerine tam da şimdi Türkiye’nin yüzyılı başlayabilir. 21. Yüzyıl Türkiye için içerde ve dışarda korkuların aşıldığı hem yurtta hem de cihanda sulhun gerçekleştirildiği bir çağ olabilir. Türkiye bu yüzyıla damgasını vurabilir.

Nasıl mı? Barışarak!

Türkiye’nin bin yıllık geçmişinin verdiği birikim ve içinde bulunduğu coğrafyanın eşi benzeri olmayan jeostratejik konumu bizlere bu imkânı sunuyor. Türkiye eğer iç barışını sağlayabilirse; önce Ortadoğu ve Avrasya’ya, sonra ise tüm dünyaya barışı getirebilir.

Türk’ün Türk ile olan kavgasını bitirerek başlayabiliriz işe; Yavuz-İsmail ile, Atatürk-Erdoğan ile barışmalı önce. Bu zoru başarabilirsek, sonrasında gelecek olan Türk-Kürt barışı, barışmaların en kolayı. Ama aynı zamanda da ortaya çıkaracağı enerji ve sinerji olarak potansiyeli en güçlü olanı.

Devlet adil olduğu sürece güçlüdür. Bırakalım devletimiz “Eve Dönüş” yasası ile güçlensin. Kökü bu topraklarda olan ama herhangi bir sebeple buradan kopan veya koparılan Rum, Ermeni, Süryani her kim varsa arzu etmeleri halinde kendilerine Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilsin. Diledikleri zaman vatanlarına, evlerine dönebilsinler.

Dünyada bizden daha iyi savaşacak birileri olmuştur ve olacaktır. Lakin vaki değil ki bizden daha iyi barışanı bulasınız. Barışın bu denli kuvvetli kılacağı başka bir ülke yok. Türkiye için barış demek; adalet, eşitlik, hürriyet, refah ve mutluluk demek.

Kendimiz kalarak ama kendimizi dayatmadan birlik olabilirsek ancak böylesi büyük bir varoluşu başlatabiliriz. Tüm bu barışmalar bizi küçültmez, büyütür. Daha bir özgüvenle bakarız dünyaya. Daha bir endamlı yürür daha bir güzel güleriz. Birde bakmışız ki arzu ettiğimiz huzura kavuşuvermişiz.

Barış için illa ki vermemiz gereken bir kavga varsa eğer, bunu da “ötekiyle” değil kendimizle vermeliyiz. Siyasetin koçbaşı hamaset, şovenizm ve savaş değil; yüzleşme, diyalog ve barış olmalı.

Laikliği demokrasi ve şefkatle, dindarlığı eşitlik ve merhametle birleştirelim. Laiklik insanın değil devletin dinlere karşı tavrını belirler. İnancından dolayı karşınızdakini hor görmek yaralıyor. Müslümanlık imtiyaz değil mesuliyettir. İnancınızdan dolayı kendinizi üstün görmeniz zedeliyor.

Türk’ün büyük yürüyüşü kendi içinde ve dışında mütegallibe karşısındaki direncine göre şekillendi. Türk’ün Türk ile yaşadığı ayrışmalar ve çatışmalar, mezhepsel olanlar dahil hep buna dairdi. Lakin akıp giden zamanın bizi getirdiği nokta, mütegallibeye karşı hala varsa koyacak bir direncimiz, bunu ancak barışarak gerçekleştirebiliriz.

Türkiye tarihi misyonu ve bilincini zamana uyarlayabilirse hem kendisini hem de dünyayı değiştirebilecek büyük barışlara yol alabilir. Bizler barışabilirsek eğer, demokrasiyi sandığa mahkûm olmaktan kurtarabilir, içinde yaşadığımız coğrafyanın ve dünyanın makus talihini değiştirebiliriz. Türkiye tarih sahnesine uzun bir aradan sonra bir kez daha çıkabilir. Türkiye yüzyılı ancak barışarak var olabilir.

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.