Doğa Üründül yazdı | Yunan Adası’nda 1 hafta: Geldim, gördüm, doydum…

Bodrum’da lahmacun 1000 lira…

Alaçatı’da bira 500 lira…

Çeşme’de Beach Club (plaj, şezlong, şemsiye) kişi başı 1500 lira…

Lahmacunda kıyma az, bira sıcak, Beach Club çok kalabalık! 

O vakit, Yahya Kemal Beyatlı’nın satırlarında dediği gibi “Artık demir almak günü gelmişse zamandan / Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan…”

Eşim, 3 yaşındaki oğlum ve bendeniz geçen yaz memnun kaldığımız Sakız Adası’na bu yıl daha da hazırlıklı gitmeye karar verdik.

Kato Fana Plajı

Kapıda vizenin çıkmasından mütevellit, Yunan Adaları’na gittiğimizde yoğun sıralar olacağını tahmin ettik ve vizemizi önceden alarak gittik. Açıkçası bu kararımızda ne kadar haklı olduğumuzu da feribottan indiğimizde anladık. Çok uzun kuyrukların yanından geçerek sadece 5-10 dakika bekleyip Sakız Adası’na girdik. 

Sakız Adası’na kendi aracımızla gittik, onun için de “yeşil sigorta” yaptırmak gerekiyor. Buraya küçük bir not iliştireyim. Yunan Adaları’nda yakıt daha pahalı olduğu için deponuzu doldurarak geçmekte fayda var. Ayrıca aracın sahibi siz değilseniz hem İngilizce hem de Türkçe olarak “yurtdışı çıkış vekaletnamesi” almanız şart.

Sakız Adası’na ayak bastığınızda sizi limandaki restoran/kafeler karşılıyor. İrili ufaklı her caddede sakin bir yer bulmanız mümkün, lakin otopark bulmak biraz zor olabiliyor hele bir de saat 13:00 – 15:00 arasıysa. O saat aralığında alışveriş mağazaları ve araç park yerleri genellikle kapalı oluyor. 

En çok merak edilen konuya geleyim. Fiyatlar!

Öncelikle markette 200 ml uzo (Yunan rakısı) 3,5 euro ile 4,5 euro arasında değişiyor. Restoranda içerseniz 6 euro ile 7,5 euro arasında fiyatlandırılmış. Kahve de bu arada 2-4 euro civarlarında. Köyde bir kahveye de gitseniz, şehir merkezinde de otursanız fiyatlar çok az oynuyor. Daha önce Midilli, Sisam ve Rodos’ta bulundum ve oralarda da gelen hesaplar hep aynı oluyor. 

Üç kişilik bir aile olarak oturduğumuzda; alkol (200ml uzo ve iki bira), tzatziki (caciki), kalamar, karides, kabak kızartması, mastello (Ada’ya özgü kızarmış peynir), papalina, Greek salata 55-60 euro aralığında tutuyor. Menülerde Türkçe dil seçeneği olduğunu ve çalışanların da sipariş ve hesap alabilecek kadar dilimizi konuşabildiklerini belirteyim. Restoranlar arasında ciddi fiyat farklarının olmadığı gibi lezzet farkı da küçük dokunuşlarda. Mesela birinde caciki daha sarımsaklı iken diğerinde yoğurt biraz daha sıvı. Gittiğiniz her yerde benzer lezzeti, ürün kalitesini, tazeliğini ve hizmet kalitesini buluyorsunuz. 

Hayallerimiz; olabildiğince denize yakın bir yerde konaklamak, sabahın ilk ışıkları ile denize girmekti. Bu amaçla Karfas’da içerisinde küçük bir mutfağın olduğu, kapısı plaja açılan bir odada kaldık. Mutfak kısmı önemli çünkü markette çok lezzetli börekler ve çeşitli peynirler var.

Karfas Plajı

Yunan Adaları’nda denizler ve plajlar halkın. Evet şezlong ve şemsiyesi olan yerler bulunuyor. Fakat hiçbirinin kapısında güvenlik yok ve havlunuzu atıp, şemsiyenizi açıp oturabilirsiniz. Eğer şezlong ve şemsiye tutmak isterseniz de 4 euro civarında oluyor. 

Üstteki paragraflarda hazırlıklı geldik diye yazdım. O kısmı biraz açayım… Sakız Adası’nın dört bir tarafından da denize girilebilen plajlar var. Özellikle küçük çocuğunuz varsa ve denizdeki dalgalardan çok hoşlanmıyorsa, rüzgârsız taraflara kaçmak keyfi katlıyor. Aracınızla gidebildiğiniz ve çok az kişinin bildiği saklı koylar var. Buraların genelinde herhangi bir tesisi yok. Şemsiyenizi, sandalyenizi, özellikle soğuk tutabilen çantanızı (icebox), bolca su ve yiyecek almak gerekiyor. Son kilometreleri biraz taşlı da olsa, Kato Fana Plajı’ndaki sakinlik ve dinginlik, yoldaki çileye değiyor.

Ortaçağ köyleri olan Pyrgi ve Mesta küçük ama şirin yerleşimler. 13. ve 14. yüzyıllarda korsan saldırılarından korunma için kale şekilde inşa edilmiş ve evler birbirine bitişik. Mesta’nın yapısı savunma amaçlı labirent şeklinde ve eskiden sadece tek bir girişi varmış. Tarihi dokusunu korumuş kafeleri ile çok keyifli bir dokuya sahipler. Ada genelinde en çok hoşunuza gidecek olgulardan biri saçma sapan müzik, korna veya bağrış duymamanız. 

Sakız Adası’ndaki Olympi Mağarası’nı da tavsiye ederim. Kişi başı giriş ücreti 5 euro olan mağara 1985 yılında keşfedilmiş olup, içinde 200 bin yılı geçmiş sarkıtlar ve dikitler bulunuyor. 

Pyrgi Köyü
Olympi Mağarası

Geçen yıl ile kıyaslarsam da bazı konular hayal kırıklığı yarattı. Mesela fiyatlar biraz yükselmişti lakin halen Türkiye’den çok daha ucuz. Bir de bizim gibi sürekli bir yere yetişmeye çalışan insanlar için restoranlarda servis hızı yavaş. Lakin bu son yazdığım kaplumbağayı kıskandırmak isteyen bendeniz için pek de büyük bir sorun değildi.

İnsan çok şaşırıyor… Ege’nin iki yakasını paylaşan halklar arasında bu kadar ciddi bir turiste davranış farkı olmasından. Birinde paran yoksa hiçsin, diğerinde bir şemsiye, bir sandalye ile tüm gün geçirebileceğin yerler mevcut. Konuya çok hâkim olmamakla birlikte gözlemlediğim, Yunan Adaları’ndaki turizm büyük şirketlere bırakılmamış. Bilakis, lokal halk için geçim kaynağı oluşturmuş. 

Genellikle kişi başına alkol içinde 20 euroya güzel bir akşam yemeği yenilirken, otoparklar çoğunlukla ücretsiz ve denize de istediğiniz yerden girebiliyorsunuz. 

Emporios Limanı
Avlonia Plajı

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.