Altılı Masa’nın yarınki sekizinci buluşması öncesinde kaleme aldığım bu yazıda muhalefet hakkında öne çıkan bazı soruları tekrarlamak istiyorum.
Muhalefet derken kimleri kastediyoruz?
Tabii ki öncelikle Altılı Masa’yı, ardından HDP ve onunla birlikte hareket eden parti ve grupları. Zafer Partisi, Yeniden Refah Partisi ve Memleket Partisi gibi Altılı Masa partilerinden türemiş partileri de muhalif olarak görmek mümkün olabilir ancak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bunlardan herhangi birinin Erdoğan’ı açıkça ya da örtülü bir şekilde desteklemesi de şaşırtıcı olmayacaktır.
Altılı Masa dağılır mı?
Bu soru sıklıkla soruluyor ancak masadaki altı partinin birbirlerine muhtaç olduğunu, ayrılanın gidecek yeri olmadığını düşünüyorum. Partilerden/liderlerden herhangi birinin masadan kalkıp Cumhur İttifakı’na yönelmesi halinde tabanını, hatta teşkilatını yanında götürebileceği şüpheli.
Altılı Masa genişler mi?
Bağımsız Türkiye Partisi’nin (BTP) talebinin sıcak karşılanmasının ardından masadaki partilerin sayısının pekala artabileceği ortaya çıktı. Fakat Türkiye’de tam bir parti enflasyonu var. BTP gibi toplumda hiçbir karşılığı olmayan bir partiye sarı ışık yakılınca masanın bir panayır yerine dönme ihtimali kuvvetli.
Altılı Masa neden heyecan yaratmıyor?
Bu soruyu çok sorduk ve artık belki de “Demek ki kendileri istemiyor” şeklinde bir cevap vermek en hayırlısı olabilir. Yine de altı partinin temel meselesini şöyle özetleyebiliriz: İttifak yapıyorlar ama birlik olmuyor, olamıyorlar. Arada CHP’li bazı büyükşehir belediye başkanlarının bazı faaliyetleri olmasa bu partilerin liderlerini masa buluşmaları dışında birlikte görmek mümkün olamıyor. Örneğin Amasra faciasının ardından nerdeyse hepsi olay yerine gitti ama birlikte resim vermediler, belki vermeyi akıllarına bile getirmediler.
Adayın açıklanmasının geciktirilmesi doğru mu?
Medyascope'un günlük e-bülteni
Andaç'a abone olun
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
Değil. Bunu genellikle “Adayımızı erkenden açıklayıp iktidarın yıpratmasına izin vermek istemiyoruz” şeklinde cevap verdiler ama geçen süre içinde Altılı Masa’nın içindeki ve genellikle medya üzerinden yürüyen tartışmalar aday adaylarının herbirinin ve bütün olarak muhalefetin fazlasıyla yıpranmasına neden oldu. Kaldı ki seçimlere şunun şurasında yedi ay kaldı. Adayı açıklamak için iktidarın seçim tarihini açıklamasını beklemenin hiçbir tutarlı açıklaması yok.
Aday kim olur?
Altın soru tabii ki bu. “Aday önemli değil, önemli olan Altılı Masa’nın ortak bir irade göstermesi” önermesi bir yere kadar doğru ancak seçim kampanyası özellikle bu cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kritik bir öneme sahip olacak. Burada da adayın kişisel özellikleri, kamuoyuna tanıtacağı ekibi ve kampanyayı yürütecek olan kişi ve kurumlar öne çıkacak. Adı geçen dört isim dışında birinin ortak aday olabilmesi çok ama çok düşük bir ihtimal. Hâlâ en öne çıkan isim Kılıçdaroğlu. Onun da son günlerde eski ısrarını koruduğu söylenemez. Fakat her durumda adayın kim olacağına o karar verecek. Eğer kendi ismini geri çekerse İmamoğlu ve Yavaş’tan birini masaya önerir, masa da bunu bir şekilde kabul eder. Kişisel olarak, Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu’nu tercih edebileceğini düşünüyorum.
Altılı Masa’nın program ve ekibi ne zaman belli olacak?
Gerek seçim süreci, gerekse seçim sonrasının yol haritaları için altı partinin temsilcileri hummalı bir faaliyet yürütüyor. Bunların önümüzdeki günlerde açıklanması bekleniyor fakat önemli olan parti liderlerinin ve tabii ki saptanacak olan ortak adayın bu programları iyice benimsemesi ve topluma yalın ve çarpıcı bir şekilde anlatabilmesi. Ekip konusu biraz daha karışık zira her parti muhtemel bir iktidarda önemli yerleri kendisi için rezerve etmek isteyecek. Bu arada yine saptanacak olan ortak adayın ne ölçüde masanın mutabakatına uyacağı, ne ölçüde kendi ekibini kurabileceği de önemli olacak.
Altılı Masa’nın HDP ile ilişkisi nasıl olacak?
Son HDP tartışması muhalefete çok ama çok büyük bir fırsat sunmuştu: Başta İYİ Parti olmak üzere Altılı Masa partileri AKP’nin HDP ziyaretini “İktidar ikiyüzlü davranıyor” şeklinde özetlenebilecek bir propaganda malzemesi olarak kullanmak yerine Altılı Masa’nın HDP ile açık ve meşru zeminlerde diyalog kurmasını kolaylaştıran bir olay olarak görselerdi birçok şey değişebilirdi. Bu son olay da İYİ Parti’nin HDP konusunu bir “kırmızı çizgi” olarak görmekte ısrar ettiğini gösterdi.
Muhalefet bu seçimi kaybetmeyi başarabilecek mi?
Evet soruda bir yanlışlık yok. Bana göre muhalefetin önümüzdeki seçimi “kazanması” değil “kaybetmesi” daha zor. Ama bu zoru başarmak için elinden geleni yapıyor gibi bir görüntü var. Kimileri aday açıklandıktan sonra bu görüntünün değişeceğine inanıyor. Bekleyip göreceğiz.