Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Doğa Üründül yazdı: Hayaller Ajax modeli/Gerçekler Çatladıkapıspor

Spor gazeteciliğindeki en hakiki klişedir… Takımlarımızdan biri Avrupa arenasında maça çıkar. Bizler, kendi çölleşen ligimizde, çoraklaşmış rekabetlerimizin içindeki serapları görmeye o kadar alışmışızdır ki gönül verdiğimiz takımın seviyesinin farkında değilizdir. Müsabaka başlar, rakipteki gencecik çocuklar vızır vızır bizim orta sahalarımızın ve stoperlerimizin belini kırar. Goller yeriz, asistleri engelleyemeyiz… Bir sorun vardır sevdiceğimizde. İnsan beyni bu ya, hemen çözüm üretmek ve rasyonalite arar. Sorun çözülmüştür! Ajax modeli olmamız gerekiyordur! Gençleşmeliyiz!

Sevgili okur, sonda söyleyeceğimi başta yazayım…

Bizler Ajax modeli olamayız!

Nedir Ajax modeli?

Hollanda’nın en büyük kulübü olan Ajax, bu yıl UEFA Şampiyonlar Ligi C Grubu’nda temsilcimiz Beşiktaş ile birlikteydi. İki maçı da kaybeden siyah-beyazlılarda, mağlubiyetlerden ziyade oyundaki etkisizlik rahatsız eden noktaydı. Bizler gençlerimize eksiklerimiz yüzünden (11 eksik) ilk şanslarını vermek zorunda kalmıştık. Ajax’ta ise ikinci golün ortasını açan Anthony 21 yaşında, Mazraoui ve Lisandro Martinez 23 yaşında. Beşiktaş’ın orta sahasına büyük üstünlük kuran Gravenberch ise 19 yaşındaydı. Onlar üst turlara gençlere rağmen çıkmayı değil, gençlerle çıkmayı hedeflemişti.

Ajax modeline dönersek, “De Toekomst”, Türkçesi “gelecek” anlamına gelen bu tesis, sekiz futbol sahası (çim ve hibrit çim), bir kapalı saha, rezerv ve genç takım stadyumu, 14 soyunma odasının 14 hektardan daha büyük bir alana yayılmasıyla oluşuyor. İçinde sporcu Ar-Ge merkezi olarak görebileceğimiz bir spor salonu bir de yönetim ve idari işlerin de bulunduğu bina var.

Ajax altyapısında, üstyapının Rinus Michels’in 4-3-3’ü ile 1960’ların ikinci yarısından itibaren uygulanan “Total futbol” metotları uygulanıyor. Sahada 11 oyuncunun da hem ofansif hem de defansif görevleri var. Pas ve topa sahip olmak önemlidir fakat topa sahip olmak için rakipten topu çalmak gerekir. Bunun için her ne kadar ofansif şablonları öne çıkan bir yapı gibi gözükse de, temelinde defansif tuzaklar vardır. Koronavirüs salgını öncesi 2 bin 500 oturaklı ana sahada antrenmanları izlemek serbestti. Küçük yaştan itibaren sporcuların seyirci baskısıyla iç içe büyümesi ve performanslarına odaklanmayı öğrenmeleri büyük önem taşıyor. Bizler daha kendi kulüplerimizin antrenmanlarını izleyemiyoruz.

Futbolcu adaylarını bulmak için 200’den fazla oyuncu gözlemcisi, çoğunluğu Hollanda’da olmak üzere şehir şehir gezer ve raporlar sunar. Beğendikleri isimleri “Talentdagen” (yetenek günü) adı verilen deneme günlerine çağırır. Burada adayların fiziksel durumları arka planda tutularak, top kontrolü, pozisyon, hareket alışkanlıkları, sahadaki düşünce yapısı yani yaratıcılığı ve T.I.P.S’e bakılıyor. T.I.P.S.’e daha sonra değineceğiz.

Ajax futbol takımına dahil olmak isteyenler, beş yaşından itibaren burada spor ile tanışıyor. Spor ile tanışmak diyoruz çünkü kapalı spor salonunda farklı branşlardaki uzmanlar tarafından başka sporlara da yönlenmek mümkün. Taktik önemli, fakat 11 yaşına kadar taktik antrenman yok denecek kadar az, sadece diziliş var. Hatta 10 yaş altı gruplarda 7’ye 7 ve maksimum 8’e 8 maçlar yapılıyor. Buradaki kişi sayısının azlığının sebebi her çocuğun topa belli sürelerden fazla temas etmesi. Topsuz antrenmanlar yok denecek kadar az. Çocuklar sürekli olarak futbol topu ile iç içe. Hocaların onlardan en büyük beklentisi yüksek tempo ve kendilerini sahada özgürce ifade edebilmeleri. Nihai amaç ise çok basit, önce eğlenmek sonra futbol oynamak.

Altyapıdaki hocaların çoğu eski futbolculardan oluşuyor. Küçüklerin idol bildiği isimlere teması en küçük yaştan itibaren sağlanıyor. As takımda oynayan futbolcuların zorunlu altyapı takımlarını ziyaret günleri ve zamanları var. Takımın teknik direktörünün öyle bir zorunluluğu yok. Zaten mesaisinin bir kısmı burayı da içeriyor.

Şehirde gün boyu Ajax ring seferleri yapılıyor. Çocukların tesislere ulaşması bu ücretsiz servislerle sağlanıyor. Sporcuların ailelerinin, çocuklarının sigortası için sadece 12 euro civarı bir ödeme yapması gerekiyor.

Ajax Akademisi’nde çocuklar sadece futbol için değil aynı zaman gelecekleri için de eğitim görür. Sağlık beslenme, hareket bilimi-kinesiyoloji, medya, ekonomi, vergiler ve finans derslerinin yanında dil eğitimi de alır.

Futbolcu adayları asla aşırı antrenmana boğulmaz. Bunun sebebi olarak erken yaştan itibaren ailelerinden ve arkadaşlarından kopan çocukların sağlıklı sosyal ilişkiler kuramayacağının bilinmesi gösterilebilir.

Akademinin iki hedefi var: İlki, her iki sezonda en az üç futbolcuyu Ajax’ın ana kadrosuna dahil edebilmek. Diğeri ise, T.I.P.S. adını verdikleri sporcular yetiştirmek. T-Technique (teknik), I-Insight (sezgisel), Personality (düzgün karakter) ve S-Speed (çabuk) futbolcular olması bekleniyor. Bir nevi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ben sporcunun; zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” sözünün vücut bulmuş hali.

Bizdeki altyapı düzenine hiç benzemeyen ve bu modeli tepeden inme teknik direktörlerle kurmaya çalışmanın da sonuçsuz kalacağını görmek gerek. “Bana üç yıl verin gençleşelim” veya “X takımı Ajax modeline geçti” demek ülke futbolundaki sorunların çözümü olmaktan uzak! Ayrıca hep bahsedilen diğer metot “Porto modeli” de başka soru işaretleri barındırıyor. Fakat kendimize göre adapte edilebilir. Ona da başka bir gün değinelim. Lakin kısaca bahsedersek, Güney Amerika coğrafyası ile Portekiz’in akrabalık ilişkisinin bir benzerini Türki devletler ve İran, Mısır gibi güçlü futbol kültürü olan ülkelerle kurabiliriz. Balkanları da yazmak isterdim ama İtalyan futbolu oraya el atmış durumda ve biz o treni çoktan kaçırdık. Biz Ajax modelini hayal ederken, elimizde derme çatma yapılar kaldı.

Doğa Üründül’ün önceki yazıları:

Fatih Terim, Şenol Güneş ve Mustafa Denizli’siz devam edecek sezonun bize anlattıkları

Benim meskenim “UEFA Avrupa Ligi”… Şimdilik

Djokovic 0 – 15 Avustralya

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.