Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Edgar Şar yazdı: İYİ Parti’nin ekonomi planının yanıtlamadığı sorular

İYİ Parti geçtiğimiz perşembe günü (18 Ağustos) “Ekonominin Kurtuluş Planı”nı açıkladı. İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Prof. Dr. Bilge Yılmaz’ın sunumunu yaptığı plan oldukça kapsamlı ve iyi hazırlanmış. Para politikasından kamu maliyesine, vergiden istihdama, sanayiden dış ticarete Türkiye ekonomisinin “kurtuluşu” için her alanda bir yol haritası içeren plan, Türkiye’nin düşürüldüğü yerden çıkması için Erdoğan sonrası dönemde gerçekçi ve uygulanabilir bir reçete sunma iddiasında.  

Prof. Yılmaz bu planın hazırlanması ve gelecekte uygulaması için kendisiyle beraber çalışan ekibini “Cumhuriyet tarihinin açık ara en kalitesi ekonomi grubu” olarak tanımladı. Bu ekip henüz Türkiye’de aktif siyasette bulunmamış, test edilmemiş olsa da gerek liyakat gerek geçmiş başarılar gerekse uluslararası piyasaların güvenini kazanmak anlamında Prof. Yılmaz’ın ekibinin bu ifadenin hakkını verebilecek bir ekip olduğu tartışma götürmez.

Ancak ne kadar kapsamlı ve iyi hazırlanmış olursa olsun Türkiye ekonomisinin kurtuluşa götürülebilmesi için bu planın yanıtlamadığı bazı önemli sorular var.

Her şeyden önce bu planın ne zaman uygulanacağı meselesi var. Prof. Yılmaz gerek ekibini gerekse ekibiyle beraber hazırladığı planı bir İYİ Parti planı olarak sundu. Ancak İYİ Parti herhangi bir planını tek başına ancak 2023 seçimlerinden sonraki seçimlerde iktidara gelirse uygulayabilir. Ancak eğer Türkiye ekonomisi kurtulacaksa, bazı önlemlerin mümkün olduğunca erken alınması gerekiyor. Dolayısıyla bu planın da aslında 2023 seçimleri sonrasında eğer seçimleri kazanırsa muhalefet tarafından uygulanmaya konmak üzere hazırlandığını da söyleyebiliriz.

Bu plan eğer 2023 seçimleri sonrasında uygulanacaksa, Prof. Yılmaz ve İYİ Parti seçimlerden sonra ekonomi dümeninin başında olmaya talip demektir ki bu bilinmeyen bir şey değil. Buradaki asıl soru muhalefetin ortak cumhurbaşkanı adayının bunu kabul edip etmeyeceği. Ortak adayla ilgili şimdilik bildiğimiz tek şey CHP’den olacağı. Şu an için ibre Kemal Bey’i gösterse de resmi açıklamaya kadar halen epey zaman var ve Altılı Masa henüz hararetli aday tartışmalarına başlamadı. Dolayısıyla son ana kadar ne olacağını kestirmek güç.

Peki ortak aday Kemal Kılıçdaroğlu olursa acaba Prof. Yılmaz’ın başında olduğu bir ekonomi ekibini benimser mi? Neden olmasın? Aslında CHP’li olası diğer adaylar için de aynı şeyi söyleyebiliriz. Hatta ortak adayın kim olacağı konusunda CHP’nin ilk önce İYİ Parti’yi ikna etmesi gerektiği düşünüldüğünde, aday kim olursa olsun İYİ Parti’nin bu konudaki talebini görmezden gelmeyeceğini varsayabiliriz.  

CHP’li ortak cumhurbaşkanı adayı ile Prof. Yılmaz’ın ekibi herhalde uyum içinde çalışabilir. Ancak olay bununla bitmiyor. Ekonomik kriz, muhalefetin cumhurbaşkanı adayı ve ekibinin en önemli meselesi olacak. Eğer Altılı Masa tek bir ittifak olarak Cumhur İttifakı’nın karşısına çıkacaksa, bu konuda herhalde diğer partilerin de söyleyecekleri olacaktır. Örneğin DEVA Partisi lideri Ali Babacan son zamanlarda sürekli bir ön koalisyon protokolünden bahsediyor. Böyle bir protokolün temel olarak muhalefetin seçimleri kazanması durumunda kuracağı hükümetin neyi ne zaman yapacağını içermesi beklenir. Ancak öyle görünüyor ki buradaki asıl mesele neyin ne zaman yapılacağından çok, bunları kimin yapacağı. “Muhalefet ekonomi konusunda halkı neden ikna edemiyor?” başlıklı geçen haftaki yazımda da belirttiğim gibi Ali Babacan’ın şimdiye kadarki en büyük kozu, partisinin oylarında sürpriz bir artış olmasa bile geçmiş tecrübeleri sebebiyle Erdoğan sonrasında ekonominin başında olma ihtimaliydi. Prof. Yılmaz ise perşembe günü açıkladığı planla Babacan’ın bu kozunu büyük oranda elinden almışa benziyor. Peki bu durum Altılı Masa’da kriz yaratır mı? Henüz ortak aday, ittifak yapısı ve hükümet programı gibi konular konuşulmadığından ortada bir kriz yok gibi gözüküyor. Ancak bu durum böyle devam eder mi, yoksa kaçınılmaz olan kriz sadece erteleniyor mu, bir kriz çıkması durumunda masanın fiili lideri konumunda olan CHP ve Kılıçdaroğlu bu durumu idare edebilir mi göreceğiz.

Son olarak açıkçası çok garip bulduğum başka bir meseleden bahsetmek istiyorum. Farkındaysanız muhalefetin ekonomi politikası tartışmalarını son zamanlarda ağırlıkla İYİ Parti ve DEVA, Prof. Yılmaz ve Babacan üzerinden tartışıyoruz. CHP bu tartışmaya neredeyse sadece ortak aday üzerinden dahil oluyor. CHP içinde Erdoğan sonrası dönemin ekonomi politikaları konusunda söz söyleyebilecek figürler yok mu? Elbette var. Peki CHP’nin bu dönem için kapsamlı bir planı var mı? İşte ondan pek emin değilim. CHP’nin ekonomi üzerine söyledikleri son zamanlarda Kemal Bey’in evinden yaptığı videolardaki bazı vaatlerine indirgenmiş durumda. Daha önce de birtakım kriz anlarında partinin ortaya attığı 5-10 maddelik eylem planları vardı. Ancak bunların hiçbiri Türkiye ekonomisinin kurtuluşunu müjdeleyecek güçte bir yol haritası izlenimi vermiyor. Sonuç olarak CHP, muhalefetin lokomotifi konumunda olmasına rağmen bu tartışmaların epey dışında kalmışa benziyor.

“Nasılsa aday CHP’li olacak, bu büyük bir sorun değil” diye düşünenler olabilir. Ancak özellikle Kemal Bey aday olacaksa, kazandığında dahi sonraki dönemde aktif siyasette olmayacağı düşünüldüğünde dış politika ve ekonomi gibi alanlarda diğer partilerin uzman ekiplerinin öne çıkması CHP için pek hayra alamet olmaz. Özellikle birçoklarının beklediği gibi Kılıçdaroğlu sonrası CHP enerjisini ülke yönetiminden ziyade parti liderliği ve iç tartışmalara harcarsa, Ruşen Çakır’ın, “2023’ten sonraki genel seçimlerde İYİ Parti birinci parti olabilir” kehaneti doğru çıkabilir. Tabii bunun doğru çıkıp çıkmaması bazı başka faktörlere de bağlı. Bunlarında başında da CHP’nin yeni liderinin kim olacağı geliyor.   

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.