Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Ruşen Çakır yazdı: Zafer’in yükseliş ve düşüşü

Bir dönem kamuoyunda ilgi uyandıran ve yükselişe geçen Ümit Özdağ ve Zafer Partisi, etkisini neden ve nasıl kaybetti, nerede yanlış yaptı? Ruşen Çakır sebeplerini yazdı.

Yaklaşık bir yıl önce, 22 Nisan 2022’de Zafer Partisi (ZP) Genel Başkanı Prof. Ümit Özdağ ile, seyircilerden de soru alarak bir canlı yayın yapmıştım ve epey ilgi görmüştü. Çünkü Özdağ ve partisi tam olarak istim üzerindeydi, sığınmacılar konusundaki radikal çıkışlarıyla gündemi belirliyor ve diğer partileri de bu konuda bir şeyler yapmaya mecbur bırakıyordu. Ülkenin yavaş yavaş seçim atmosferine girdiği o günlerde ZP kamuoyu araştırmalarında tırmanışta olan ender partilerden biri olarak dikkat çekiyordu.

Ama bir an geldi ve ZP’nin yükselişi durdu ve iniş başladı. Yaklaşık 20 gün önce, 25 Mart’ta yaptığım “Yarım kalan Zafer” başlıklı yayında bunun nedenlerini ele almaya çalışmıştım. Bugün oradaki bazı hususları da tekrarlayarak konuyu biraz daha irdelemek istiyorum.

Tek bir konuya, sığınmacı karşıtlığına odaklandı

ZP’nin birden yükselişe geçip belli bir aşamadan sonra inişe geçmesinin önde gelen nedeni, bu partinin sığınmacı karşıtlığı dışında pek bir şey söylememesi ya da diğer ele aldığı hususların (Atatürkçülük, milliyetçilik, devletçilik, Kürt sorununun reddi…) bunun gölgesinde kalması. Diğer bir deyişle, kamuoyunda belli bir karşılığı olan sığınmacı karşıtlığı, yükselişe geçmek için elverişli bir söylemdi ancak ZP’nin tırmandığı yerde kalabilmesi, daha da yükselmesi için yeterli değildi, hatta bir aşamadan sonra engelleyici bir role sahip oldu.

Çıtayı çok erken yükseltti

ZP, daha doğrusu lideri Özdağ sığınmacılık karşıtı söylem ve davranışlarında çıtayı çok erken yükseltti. Sınıra sembolik de olsa mayın yerleştirildi, sığınmacılar işlettikleri dükkanlarda taciz edildi, bütün bu provokatif davranışlar belli bir ilgi gördü ama başta sığınmacılar olmak üzere hedeflenen kitle çok da provoke olmadı. Zamanla tüm bunlar alışkanlık yarattı, daha alt düzeydeki söz ve davranışlar pek bir ilgi uyandırmaz oldu.

Deprem faktörü

Özdağ Kahramanmaraş depremini de iyi bir propaganda fırsatı olarak gördü zira depremden en çok zarar gören şehirler sığınmacıların da en yoğun yaşadığı yerlerdi. Fakat aynı felaketi birlikte yaşayan yerli halk ile sığınmacıların arası depremle daha da açılacağına kapanmaya yüz tuttu. ZP’nin deprem bölgesindeki yağmacılık olaylarını abartıp tamamıyla sığınmacılara yıkma hesabı da tutmadı. 

Tek adam olgusu

Ülkemizde eski ya da yeni birçok partide “tek adam egemenliği” olduğu ortada. Ama toplumun da bundan belli ölçülerde şikayetçi olduğunu da söyleyebiliriz. Dolayısıyla yeni bir parti başlangıçta bir lider üzerinden halkın karşısına çıkabilir ama belli bir aşamadan sonra liderin çok da yalnız olmadığını, güçlü bir ekiple çalıştığını göstermesi de gerekir. Özdağ bunu yapamadı veya yapmaya bile kalkışmadı. Sonuçta Özdağ ile başlayıp Özdağ ile bitiyor görüntüsü ZP’nin işini bir andan itibaren zorlaştırdı.

Ittifak kuramama

Güçlü olduğu anlarda ZP, Muharrem İnce’nin Memleket Partisi, Rifat Serdaroğlu’nun liderliğindeki Doğru Parti ile birlikte hareket ediyor görüntüsü verdi ancak tam yumurta kapıya dayandığında, yani seçim tarihi netleştiğinde bu iki parti de ZP ile arasına mesafe koydu. Neden öyle olduğu konusunda çok şey söylendi ve söylenecek. Gerek ittifakın kurulamadan dağılmasında gerekse ZP’den bir süre sonra bazı isimlerin ayrılmasında en önemli faktörün Özdağ’ın kendisi olduğunu düşünüyorum.

Muharrem İnce’nin gölgesinde kalma

Bu bağlamda Özdağ galiba en büyük yanlışı Muharrem İnce ve Memleket Partisi konusunda yaptı. Muhtemelen partisinin yükselişte olduğu dönemlere İnce’nin popülaritesinin en alt düzeylerde olmasından cesaret alarak Memleket Partisi’ne tepeden baktı. Her iki partinin trendlerinin tersine döndüğü bir anda, Özdağ’ın ısrarla Mansur Yavaş’ı cumhurbaşkanı adayı olmaya davet etmesini gerekçe gösteren İnce bir Whatsapp mesajıyla  yolunu ayırdı. Bu hamlenin ardından ZP’nin düşüşü, Memleket Partisi’nin tırmanışı daha belirginleşti.

Mansur Yavaş takıntısı

Açıkçası Özdağ’ın Mansur Yavaş’ı cumhurbaşkanı adayı olmaya davet etmesi ilk seferde çok akıllıca bir hamleydi. Ancak Yavaş’ın ortak aday olma ihtimalini artırmak yerine azaltan bu çağrıda ısrarı Özdağ’a pek bir şey katmaz oldu, hatta İnce gibi bir müttefiki kaybetmesine yol açtı. Halbuki bir yerden sonra frene bassa ve İnce’nin adaylığına destek verse onun popülaritesinden de yararlanma imkanına sahip olurdu. Sonunda Sinan Oğan formülüne yönelmek zorunda kalması Özdağ’ın “büyük oynama” iddiasından vazgeçmek zorunda kalmasının tescili oldu.

Maraza çıkaramama

Özdağ ve ZP olay, daha doğrusu maraza çıkarabildikleri oranda kendilerinden söz ettiriyorlar ve bir süredir meydan okudukları kimse kendilerine cevap verme ihtiyacı duymuyor. ZP güç kaybettikçe maraza çıkaramıyor, maraza çıkaramadıkça da güç kaybediyor. Örneğin seçim kampanyası sırasında Özdağ’ın sığınmacılardan ziyade HDP/YSP’yi hedef aldığına, daha doğrusu hedef almaya çalıştığına tanık oluyoruz ancak şu ana kadar herhangi bir maraza çıkarabilmiş değil; çıkarabilse de bundan prim yapacağının da garantisi yok.

Türkiye’nin şu anını yanlış okuma

Özdağ ve ZP’nin en temel sorunu, bu seçimlerin Erdoğan ile tamam mı devam mı seçimi olduğunu kavramamaları ya da bunu kabullenmek istememeleri. Muharrem İnce gibi iktidar koalisyonundan ziyade muhalefetin farklı aktörlerine yüklenen, dolayısıyla temel motivasyonu muhalefetin birlikte hareket etmesine çelme takmak olarak algılanan ZP ve Özdağ’ın ve onların desteklediği Sinan Oğan’ın 14 Mayıs’ta kendilerini heyecanlandıracak bir sonuç almalarını uzak bir ihtimal olarak görüyorum.

Bitirirken, bu yazıyı, bir yıl önceki Ümit Özdağ canlı yayınımız nedeniyle Medyascope’u ve beni karalama yarışına girenlere ithaf etmek istiyorum. 

e-mail: rusencakir@medyascope.tv

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.