Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Seren Selvin Korkmaz yazdı: Ülkenin çıkışı nerede?

Son zamanlarda ülkenin çıkışını arayanların sayısı katlanıyor. Kimileri, “Bu, düzen nasıl değişecek, bu karanlıktan çıkış var mı?” derdinde. Kimileri de “Değişmez, değişse de beklemeye gücüm yok, bir an evvel ülkeden çıkayım” derdinde. Çünkü Türkiye’de uyanmak artık ağır bir yükle güne başlamak demek. Kaygı, endişe ve stres içinde yuvarlanıyor ülkenin büyük bölümü. Ülkenin çıkışı demek “huzur” demek artık.

Gençler akın akın gitmek istiyorlar ülkeden, kaçmak istiyorlar. Çünkü bunalıyorlar. Hayal bile kuramıyorlar. Üniversiteyi bitirip işsiz kalan, ailesinden harçlık istemek zorunda kalan gençler ülkenin çıkışında haysiyetlerini arıyorlar. Huzur arıyorlar. Daha özgür, daha adil şartlarda yaşamak için, emeğinin hakkını almak hayaliyle, torpili olmasa da bir iş bulabilirler diye gitmek istiyorlar. Düzenli çalışma saatleri, düzenli maaşları, tatil hakları olsun istiyorlar. Telefonunun bozulmasından korkmadan yaşamak, ev ve araba alabilmek, tatil yapabilmek ve daha da basiti geçinebilmek için gitmek istiyorlar.

Geçtiğimiz hafta yaşanmış bir hikâyeyi dinledim. Üniversite mezunu bir genç yurtdışına gitmek için insan kaçakçılarına başvuruyor. Dolandırılıyor, sınır dışında dağlık bir bölgede bırakılıyor. Günlerce aç, susuz kalıyor. Donmak üzereyken kurtarılıyor. Türkiye’nin çıkışını ararken ölüme yürüyen bir gençten söz ediyoruz. Başka bir çıkış bulamadığı için çareyi ülkeyi terk etmekte bulan bir gençlik var. “Geleceğimiz” denilen ama bugünü bile olmayan bir gençlik… Türkiye’nin esas beka meselesi tam da burada duruyor.

Mesele sadece gençlerin meselesi de değil, çıkış arayışı toplumun geniş kesimine yayılıyor. Emekliliğini huzur içinde geçirmek yerine, çalışmak zorunda bırakılan yaşlıların ülkesi Türkiye. Bayat ekmekleri utanarak toplayanların ülkesi, çocukların ev geçindirme yükünü taşıdığı ülke… Gidebilen gidiyor, kalanlar umutsuz ve çaresiz. Bazıları değişimi bekliyor, bazıları değiştirmek için çabalıyor.

Türkiye toplumu son yıllarda çok ayrıştı, kutuplaştırıldı: birbirine kimliğinden, siyasi inancından dolayı öfke duyan bir toplum oldu. Ancak son bir senede yeniden ortaklaştı, bu kez açlıkta, yoksullukta ve geçim sıkıntısında. Artık çoğunluğun tek gündemi, tek derdi var “geçinememek”. Ülke toplumun büyük bir çoğunluğunu adeta ekmeksiz ve nefessiz bırakıyor.

Tüm bu tabloda, Türkiye’nin makus talihi bir asır sonra yeniden bir Kurtuluş Savaşı yaşamakmış adeta. Mevcut ekonomik tablodan, kötü yönetimden, ülkeyi felakete sürükleyen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden kurtuluş… Tarih boyunca büyük dönüşümler hep en karanlık dönemlerde gerçekleşmiş. Türkiye için de çok karanlık bir dönem ama bu türbülanstan çıkacak gücümüz var. Cumhuriyet ikinci yüzyılına yaklaşırken ülkenin çıkış reçetesi adil, demokratik kurumları inşa edip ülkeyi yeniden ayağa kaldırmakta. Ancak bu tek tek çıkış arayışları ile mümkün değil. Türkiye’nin çıkışı her birimizin değişim için göstereceği çabada. Değişime ikna edeceğimiz bir kararsızda… Siyasi partileri zorlayacağımız ortak bir yol haritasında, makul bir stratejide. Çıkış, gücü yetenlerimizin ısrarlı mücadelesinde. Haysiyet, ekmek, hürriyet, adalet talebinde…

Çünkü başka bir ülke yok. Kavafis’in o çok sevdiğim Şehir şiirindeki gibi;

Yeni bir ülke bulamazsın,

başka bir deniz bulamazsın.

Bu şehir arkandan gelecektir.

Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın.

Aynı mahallede kocayacaksın;

aynı evlerde kır düşecek saçlarına.

Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.

Başka bir şey umma –

Bineceğin gemi yok, çıkacağın yol yok.

Ömrünü nasıl tükettiysen burada,

bu köşecikte,

öyle tükettin demektir

bütün yeryüzünde de.

Seren Selvin Korkmaz’ın önceki yazıları:

Kılıçdaroğlu’nun adaylığı muhalefetin geçiş süreci formülü mü?

Kadınların seçilme hakkı sahiden var mı?

İktidar ne zaman kaybeder, muhalefet ne zaman kazanır?

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.