Özgür gazeteciliğe destek olun
Search
Close this search box.

Doğa Üründül yazdı: Gecelerin bekçisi Batman değil, spor servisleridir

4 Mart’ta vizyona giren Matt Reeves’in yönettiği “The Batman”de, Robert Pattinson’ın canlandırdığı kahramanımız Batman, geceleri suçla savaşırken gündüzleri de sanırım uyur. Sanırım dedim çünkü, kahramanın sivil kimliği olan Bruce Wayne’i gündüzleri pek göremedik. Benzer durumu saatleri geri almadığımız ülkemizde de yaşıyoruz. Size de sadece geceyi yaşıyormuşuz gibi bir his geliyor mu?

Gün ışığı görmeyen milyonlarca çalışan ve öğrenci var. Fakat konumuz gün ışığı görmeden çalışanlar değil. Saatlerin geri alınmaması sebebiyle, Türk takımlarının Avrupa’daki müsabakalarının izlenemez, haberleştirilemez hale gelmesi.

İkonlaşmış bir maç vardır. Beşiktaş, UEFA Kupa Galipleri Kupası’nda Norveç temsilcisi Valerenga ile eşleşir. Son 16 turunun ilk maçını deplasmanda 1-0 kaybeden siyah-beyazlılar, o zamanki adıyla İnönü Stadyumu’nda rakibine karşı ilk yarıyı 3-0 önde kapatır. Fakat ikinci yarıda işler tersine döner ve Norveç ekibi 3-3’lük skorla üst tura yükselir. Müsabaka sonunda bir baba, Beşiktaş tesislerine gider ve kaptan Mehmet Özdilek’e içini şu cümleler ile döker: “Oğlum ilk yarıyı izledi, 3-0… Dedim yat artık sabah okula kalkacaksın, ikinci yarı oğlum uyudu. Ben şimdi sabah çocuğuma ne diyeyim?”. Saat 21:00’de başlayan maç için ilkokulda okuduğunu tahmin edebileceğimiz bir çocuğun ilk yarıyı izleyip yatması normal. Fakat şu an durum böyle mi? Her ne kadar UEFA, maçları ev sahibinin saat dilimine göre ayarlasa da, deplasmandaki mücadeleleri izlemek özellikle küçüklerimiz için imkansız.

Perşembe (10 Mart) günü oynanan Barcelona-Galatasaray maçının başlama saati 23:00’tü. Müsabaka 01:00’de bitti ve ertesi gün taraftarlar erkenden işlerine gitti. Kimisi müsabakayı izleyebildi, kimisi izleyemedi. Zaten yayıncıların politikaları gereği özet bile izlemenin imkansızlaştığı günümüzde, spor müsabakalarını sakladığımız çocuklarımıza bir engel de saat dilimleri oluyor.

İşin profesyonel tarafına bakarsak, özellikle kırsala gidecek gazetelerin saat 23:00’te başlayan ve gece 01:00’de biten müsabakayı, okurlarına fiziksel olarak ulaştırması çok zor. Spor servislerinin gecesi gündüzlerine karışmış durumda.

UEFA Avrupa Ligi son 16 turu maçında tek temsilcimiz olduğunu düşünebilirsiniz fakat basketbolda EuroLeague, EuroCup veya FIBA Şampiyonlar Ligi’nde takımlarımız mücadele ediyor. Bu haftaki Baskonia-Anadolu Efes maçının hava atışı saat 23:00’te yapıldı. Türk takımlarının, basketbol arenasında Avrupalı rakipleriyle oynadığı deplasman maçlarının başlangıç zamanları genellikle böyle. Müsabaka bitiyor, yayıncı kuruluş stüdyolarına bağlanıyor maç sonu görüşler için saat olmuş 02:00. Neredeyse, NBA’de oynanmış Dallas Mavericks-Los Angeles Lakers maçı ile kapışacak bir zaman dilimi.

Saat 02:00’den sonra ne yorumlar dinlenebilir, ne yorumcuların görüşleri manşete çıkabilir, ne maç sonundaki basın toplantısından koçun ve oyuncuların dedikleri alıntılanabilir. Yazı yazan, müsabakayı orada takip eden yazarların ve editörlerin işi de ayrı zor. Maç bitecek 01:00’e doğru yazılar editör kontrolünden sonra siteye yüklense saat 02:00’leri bulacak. Ertesi gün işe gidecek insanlar bu saate kadar ayaktaysa ne ala. Yoksa boşa giden emekler. Zaten fark etmişsinizdir, spor haberleri artık sadece para konuşulduğunda gündem oluyor. Yayın ihalesi veya hakem dışındaki konular, sıcağı sıcağına tüketilince güzel. Fakat maalesef mutfaklardan yemekler soğuk servis ediliyor veya servis sırasında uyuyor oluyorsunuz.

Gecelerin yılmaz bekçileri, Batman’i kıskandıracak şekilde çalışan spor servisleridir. Buralardaki arkadaşların, “Wayne Holding” gibi sırtlarını dayadıkları bir baba paraları da yok. Elbette birçok iş grubunda zaman diliminin değişimi ile ilgili sıkıntılar vardır. Ekonomik problem ciddi olarak insanların üstünde yükken, bir de üstüne insanın en temel ihtiyaçlarından güneşi görememek, mutsuzluklara yenisini ekliyor.

Doğa Üründül’ün “Gecelerin bekçisi Batman değil, spor servisleridir” başlıklı yazısını Kaya Heyse seslendirdi.

Doğa Üründül’ün önceki yazıları:

Sporda cinsiyet ayrımı ve trans sporcular

X ve Y kuşakları sportif baskı ile mücadele ederken Z kuşağı neden zorlanıyor?

Çocuk işçi çalıştırmak yasakken, çocuk sporcuları nasıl kabul ediyoruz?

Tutkumuzu sömüren takımlar

Hayaller Porto modeli/Gerçekler Çatladıkapıspor

İş bilmez yöneticilerin elinde mezarlığa dönüşen stadyumlar – Hillsborough faciası

Hayaller Ajax modeli/Gerçekler Çatladıkapıspor

Fatih Terim, Şenol Güneş ve Mustafa Denizli’siz devam edecek sezonun bize anlattıkları

Benim meskenim “UEFA Avrupa Ligi”… Şimdilik

Djokovic 0 – 15 Avustralya

Bize destek olun

Medyascope sizlerin sayesinde bağımsızlığını koruyor, sizlerin desteğiyle 50’den fazla çalışanı ile, Türkiye ve dünyada olup bitenleri sizlere aktarabiliyor. 

Bilgiye erişim ücretsiz olmalı. Bilgiye erişim eşit olmalı. Haberlerimiz herkese ulaşmalı. Bu yüzden bugün, Medyascope’a destek olmak için doğru zaman. İster az ister çok, her katkınız bizim için çok değerli. Bize destek olun, sizinle güçlenelim.